Alıntılar

195 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
İtalya'nın Napoli kentinde kaplıcalara giden insanların belirli bir süre sonra ölümleri gerçekleşir. 11 tane ilginç vaka ortaya çıkmıştır. 9 kişi ölmüş 2 kişi de ölmemiş ama kaplıca dönüşü olaydan feci şekilde etkilenmiştir. İşin garibi ise buradaki 11 kişin belirli özellikler açısından birbirine benzediğidir. Nasıl mı? Hiçbiri İtalyanca bilmiyordu, hepsi yalnızdı ve 50'li yaşlarda atletik vücutlu ve kel bireylerden oluşmasıydı... Tüm bunlar rastlantı mıydı yoksa garip bir cinayet serüveninin sonucu muydu? Okuyun cevabı orada :))
Kör Talih
Kör TalihStanislaw Lem · İletişim Yayınevi · 199990 okunma
Reklam
238 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
"Düşünüyorum öyleyse varım." Kendi varlığını ispat ederken bu meşhur cümleyi kuruyordu Descartes. Romanımızın kahramanı Uzun İhsan Efendi de aynı yoldan hareketle metodu biraz daha şekillendirerek açıklıyor varlığını ve içinde yaşadığı her şeyi. Düşünüyorum o halde varım ve siz ben düşündükçe varsınız. Şu an yaşadığınız her şey benim düşüncemin ürünü. " Diyor ve sonunda da ekliyor:" Ya birisi de beni düşündüyse?" Okunması biraz zor ama bir düş aleminde düşünce üzerine garip bir yolculuk Puslu Kıtalar Atlası. Eğer okumayı düşünüyorsanız üşenmeyin bir an önce başlayın :))
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,6bin okunma
376 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“OSMANCIK” Osmanlı İmparatorluğunun başladığı yer (Söğüt ve Domaniç) ve Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazinin hikâyesi, beylikten cihan devletine… Ertuğrul Gazinin oğlu Osmancığın toy bir çocukken kişiliğinin nasıl şekillendiği, Şeyh Ede Balı ile yaptığı konuşmalarla kendini tanıması, olgunlaşmasıyla, bir lidere, hükümdara dönüşmesi sonucunda “Gazi” unvanını alarak tarihteki yerini alışına ve 600 yıl hüküm sürecek bir devletin tarih sahnesine adım atışına tanık oluyoruz. “Mertlik ve yiğitlik herkese padişahtır.”
Osmancık
OsmancıkTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 201816bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
704 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Gerçek asla saklanamaz ne yaparsanız yapın mutlaka bir gün ortaya çıkacaktır. Emile Zola’nın en iyi romanlarından biri olan “Gerçek” kitabında; kilisenin, bağnazlığın toplumu din üzerinden nasıl sömürdüğünü göreceksiniz. Kendi çıkarları çerçevesinde hareket eden kilisenin laik okullar ile mücadelesi, para karşılığı insanların vicdanlarının sömürülmesi( cennetten yer satma gibi) Vahşice öldürülen masum bir çocuğun etrafında şekillenen hikayede, adaletin bir türlü sağlanamaması, suçsuz bir insanın sadece etnik kökeni baz alınarak cezalandırılması ve 40 yıl boyunca süren adalet savaşı... Fransız ihtilali sonucu karanlık düşüncenin son çırpınışları…Özgürlüğün, adaletin, insan haklarının cahillik ile süren çarpışması…
Gerçek
GerçekEmile Zola · Kırmızı Yayınları · 2015670 okunma
500 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Masal İçinde Masal
Masal içinde masal...Eciniler, büyücüler, büyüler ve daha sayamadığım pek çok tuhaflıklar ile harmanlanmış masalların açık seçik bir şekilde anlatımı söz konusu. Vezirin kızı Şehrazat'ın her gece ölümden kurtulmak için hayal gücünü kullanarak Şehriyar'a anlattığı Masalların dünyasına dalacaksınız. Ayrıca şunu da belirtmeli, bu masallar çocuklar için uygun değildir bilginize :)
Binbir Gece Masalları Cilt 1/1
Binbir Gece Masalları Cilt 1/1Anonim · Yapı Kredi Yayınları · 20203,323 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Meczup
Meczupluğun binbir hali, insanın tüm maskelerinden kurtulup özgürlüğüne kavuşması...Yaşadığımız hayatın küçük bir ironisi, yalanlardan sıyrılış ve gerçek ile yüzleşme!
Meczup
MeczupHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202118bin okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Golem
Golem bir sanrı, bir hayal mi? Yoksa ruhtan ruha dolaşan ve her defasında farklı bir beden de hayat bulan gotik bir yaratık mı? Bu tamamen okura bırakılmış. Okur olarak biz de fantastik kara bir hikaye içinde bu soruya cevap bulmaya çalışıyoruz. (Gerçi Golem hikaye içinde çok geçmiyor ama ) 19. yüzyıl sonlarında Prag’tayız. Yahudi mahallesinde yaşayan kıymetli taş ustası Athanasius Pernath’ın bir rüya alemi içinde gerçekliğini tamamen kaybetmesi ve gerçek ile hayal arasında sıkışıp kalması sonucu, geçmişini unutması üzerine benliğini sorgulama çabası…Olayların anlatıcısı Pernath’ın yaşadığı halüsinasyonlar ile biz de neyin gerçek, neyin hayal olduğunu hikaye sürecince karıştırıyoruz. Hikayenin sonunda ise bambaşka bir sürpriz bizi bekliyor.
Golem
GolemGustav Meyrink · Can Yayınları · 2018382 okunma
101 syf.
7/10 puan verdi
“Okyanusun dibinde yatan bir istiridye, su üzerinden akıp geçsin diye, kabuğunu açar. Su içinden geçerken, solungaçları yiyecek toplayıp midesine gönderir. Bu arada sudaki kum, istiridyenin içine kaçar iç derisi ile kabuğu arasına yerleşir ve onun canını yakmaya başlar. İstiridye kumdan kurtulmak için bir salgı salgılamaya başlar. Bu salgı kum tanesinin üzerini kaplar. Zaman içinde kum ve kumun üstündeki o salgı; o kıymetli “inci”yi oluşturur…” İşte hikâye tam da incinin oluşumundaki süreci benzer şekilde, fakir bir denizci olan Kino’nun denizden istiridye çıkarırken bulduğu değerli bir incinin yaşamına etkisi şeklinde anlatıyor. Kino ve ailesini bir istiridyeye benzetecek olursak, eşine az rastlanır buldukları “inci” ilk başlarda büyük bir umut olarak ortaya çıksa da zamanla aileye zarar verecek bir duruma dönüşüyor.
İnci
İnciJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 202338bin okunma
208 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Okumak, sorgulamak, düşünmek…Baskı kurmak isteyen bir otoritenin, bireyde asla istemediği özelliklerdir bu saydıklarım. İnsanlar düşünmesin, okumasın, sorgulamasın ve en önemlisi “Neden?” diye sormasın. Kitapların yakıldığı bir zamandayız, insanlar kendine verilmiş görevleri yerine getiren robotlar gibi…Duygu yok, düşünme yok en önemlisi okumak yasak. Okunacak tek şey kurallar. Evler, binalar ateşe dayanıklı o yüzden yangın çıkmıyor ama evlerin içinde yakılacak tehlikeli! Şeyler var…Kitaplar! Yine bir karanlık dönem, yine yasaklar ama engellenemeyen tek şey “kitaplar” Okuduğumuz kitaplar yakılsa bile, asla silinmiyor zihnimize işlemiş fikirler.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,9bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
Salgın
Ansızın gelen bir salgın, yok olan bir Dünya, yıkılan bir medeniyet… İnsanları 15 dakika içinde amansız bir şekilde öldüren “Kızıl Veba” ile tanışacaksınız. Kurulu düzenlerin yok olduğu, insanların giderek vahşileştiği, yardımlaşma ile yağmalamanın içi içe geçtiği yeni bir düzen… Önceki hayatın hiçbir öneminin kalmadığı, yaşamak ve ölmenin tek gerçek olduğu, ilkel bir dünyanın ortaya çıkışı...
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Can Yayınları · 202032,8bin okunma
Reklam
236 syf.
9/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Solaris
İnsan, ne kadar üstün görse de kendini yaşadığı hayatta, bilinmeyen karşısında hep aciz kalmıştır. Anlam veremediği her şeyin, her durumun, bireyde bıraktığı o çaresizlik hissi derinden sarsmıştır. İşte Solaris, insanın bu bilinmezlik içindeki acizliğini ve aynı zamanda kendisiyle hesaplaşmasını anlatıyor. Bir grup bilim insanının uzayın derinliklerinde iki tane güneş sistemine sahip Solaris Gezegenini keşfetme çabası. Gezegenin üzerini kaplayan ve bir bilince sahip olan okyanusun, uzay istasyonundaki bilim insanları ile kurduğu sıradışı bağlantı(iletişim) sonucu gerçekleşen tuhaf olaylar... Basit bir kurgudan çok, derin bir sorgulamayı içeren bu roman, Stanislaw Lem’in yazdığı 20. yüzyıl bilim-kurgu edebiyatının başyapıtlarından biri olarak gösterilmektedir. NOT: Üç defa sinemaya uyarlanmıştır. (Nirenberg 1968, Tarkovski 1972, Soderbergh 2002)
Solaris
SolarisStanislaw Lem · İletişim Yayınevi · 20181,140 okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Augusto Perez’in İlginç Öyküsü
“Düşünüyorum, o halde varım” diyordu kendi kendine Augusto ve ekliyordu: “Düşünen herkes vardır ve var olan herkes düşünür. Evet , var olan herkes düşünür…Varım, öyleyse düşünüyorum." Var olmak, varlığın arayışı... Ya yaşadığımız her şey kurguysa?Ya başkasının hayalinde oluşmuş bir kurgusal karaktersek? Akıl, kalp ve mide... İşte her şeyi oluşturan üçgen, insanın hayatına etki eden ayrılmaz üçlü…Yaşanılan bir hayat, sis perdesinin aralanışı ve acı gerçeğin haykırışının hikayesi…
Sis
SisMiguel de Unamuno · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234,882 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
Kaprisli Isabelle
Bir aşkın peşinden gitmek...Var olana değil de hayale aşık olmak ve içimizdeki o hayali yüceltmek... Hiç tanımadığı bir kadının resmini görmesiyle aşık olan Mösyö Lacase'nin yaşadıklarını anlatıyor Andre Gide. Not: Bu kısa roman Kürk Mantolu Madonna'yı hatırlattı bana :)
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20201,056 okunma
256 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Boğulmamak İçin
“Boğulmamak İçin” işte tam da bu sıkıntıdan kurtulma çabasını anlatıyor Orwell, kahramanımız George Bowling kırklı yaşları çoktan geçmiş, bulunduğu zaman içinde kendini soyutlayan, günlük işlerin monotonluğundan sıkılmış bir sigortacı. hep bir geçmiş özlemi ve en önemlisi geçmişin belli bir anına takılıp kalması... 1.Dünya savaşını görmüş, savaşta görev almış kahramanımızın, savaş sonrasındaki yaşadıkları vurgulanıyor. Daha sonra 1938’li yıllara geliyoruz. İkinci dünya savaşının çıkma ihtimali üzerine, savaşın ne kadar gereksiz ve insanı, insanlığı sarsan derin bir olgu olduğunu Gerorge Bowling’in yaşamındaki sözlerinden anlıyoruz. “Dünya herkese yetecek kadar büyüktü.” (s.110) Aslında kitaba baktığımızda 3 savaş durumu özellikle vurgulanıyor Gerorge Bowling için… Birincisi henüz 6-7 yaşlarındayken ortaya çıkan Boer Savaşı (1899) daha sonra İngiltere’nin savaşa girmesiyle bizzat savaşta yer aldığı 1. Dünya Savaşı (1914) ve son olarak yaşadığı dönemde (1938) yaklaşmakta olan II. Dünya Savaşı (1939) Tüm bu savaş durumları kahramanımızın hayata bakışını tamamen şekillendiren ana unsurlar olarak göze çarpmaktadır.
Boğulmamak İçin
Boğulmamak İçinGeorge Orwell · Can Yayınları · 20158,7bin okunma