Depremden bu yana çok şey değişti; hayatlar, hayaller, aşklar, arkadaşlıklar, dostluklar, sevgiler ve daha yaşanacak birçok an geride kaldı. Bu saydıklarım enkaz altında kalanlarla yok oldu ancak ya hayatta kalanlarla? Bizde hala diri mi? Hayatın keyfini, tadını, geleceğimizi, hayallerimizi sevdiklerimizle birlikte enkaz altında yitirmedik mi? Evet yitirdik ve bunu hala atlatamadık. Atlatamayacağız da. Belki öyle görülecek ama nefes alan bir ölüden farksız yaşayacağız, yaşıyoruz. Hayat normale dönmedi. . Her şey yolundaymış gibi davranmak çok saçma. 6 Şubattan bu yana her an öldüm ölücem bilinci hiç bu kadar derin oturmamıştı yerine. . Keşke bunun bilincinde olabilmek için bu felaketi yaşamamış olsaydık. . Keşke aşklar, hayaller, hayatlar güzel bitseydi.. Keşke bu hayat yitmeden gülümseyebilseydik.. Keşke her şey yolunda olsaydı ve konuşabilseydik. Keşke hepsi bir rüya olsaydı. Keşke canımız yanmasaydı. . Canım ciğerim dediklerimiz yitmeseydi. Keşke.. . Biz o gece güzel şeylere dair olan bütün hislerimizi kaybettik. Biz o gecede kaldık .
Bitmiyor hislerim çok yoğun. Hayatın bana kaybettirdiği umudumu kazanamıyor, mağlup düşüyorum.
“Ben, nesli yıllar önce tükenmiş ve insan ırkına çok benzeyen vicdansız mahlûkların eline düştüm. Ben pes etmedim! Ben kurtuluş yolunu seçtim!” demişti.
Sayfa 49 - Sirya, Her şey gibi bu da unutuldu...Kitabı okudu