Güneş batıda kaybolup gün siyah bir geceye dönerken yeminlerini ettiler.
“Sözlerimi duyun ve yeminime şahit olun,” dediler ezbere. Sesleri çemberi doldurdu. “Gece çöküyor ve son nefesime kadar sürecek nöbetim başlıyor. Evlenmeyeceğim. Mülk edinmeyeceğim. Baba olmayacağım. Hiç taç takmayacak, zafer kazanmayacağım. Nöbette yaşayacak, nöbette öleceğim. Ben karanlıktaki kılıç, duvardaki gözcüyüm. Ben soğukta yanan ateş, şafak vaktindeki ışığım. Ben uyurları uyandıran nida, diyar halkını koruyan kalkanım. Bu gece ve gelecek tüm gecelerde, hayatımı ve onurumu Gece Nöbetçileri’ne adıyorum.”
Ormana sessizlik çöktü. “Birer çocuk olarak diz çöktünüz,” dedi Bowen Marsh. “Şimdi Gece Nöbetçileri’nin erkekleri olarak ayağa kalkın.”
"Bilin ki onların boyunlarına, çenelerinin altına dek pranga taktık, başları dik olsun diye; ve önlerine ve arkalarına birer engel koyup üzerlerini örttük, etraflarını görmesinler diye."