Birbirine yabancı olan iki insan, birden aralarındaki duvarları yıkıp, kendilerini birbirlerine çok yakın, tek bir kişi gibi hissettikleri, o tek vücut oldukları an, yaşamın en heyecanlı, en baş döndürücü anıdır. Bu an, sevgisiz, yalıtlanmış bir kişi için çok daha olağanüstü, çok daha mucizevidir. Bu ani yakınlaşmanın mucizesi, cinsel çekicilik ve birleşmeyle başlar, ya da birlikte oluşursa gerçekleşmesi çok daha kolaylaşır. Ne var ki, bu tür sevgiler doğası gereği bitimsiz değildir. İki insan birbirini daha iyi tanıdıkça yakınlaşmalarındaki o mucizevi nitelik, düş kırıklıkları, çelişkiler, bıkkınlıklarla ilk heyecanlarından arta kalan ne varsa tümünü silip süpürürken kendisi de yavaş yavaş yiter. Başlangıçta bunun farkına varmazlar. Aslında birbirleri için o yanıp tutuşmalar, deli divane olmalar, daha önceki yalnızlıklarının derecesini gösteren bir kanıtken, sevgilerinin büyüklüğünün ölçüsüymüş gibi kabul ederler.
Bilinçaltının Gücü (Freud- Netflix original series)
"En derinlerimizde gerçekten istediğimiz şey bize gelecektir, öyle ya da böyle.
Ya da tam tersi. İnsanın dönüştüğü şeyin, aslında en derindeki arzusu olduğunu söyleyebiliriz. "