Daha önce hiç Gogol okumamış olmakla birlikte kitabı okurken anlatı olarak Beyaz Geceler’e çok benzettim. Çünkü tıpkı Beyaz Geceler gibi genel olarak toplumda kenara, köşeye itilmiş kişileri ana karakter olarak karşımıza çıkarmış burada da. Bilgisizliğimden ötürü Gogol’un Dostoyevski’den etkilenmiş olabileceğini düşündüm fakat sonrasında baktığımda Gogol’un Dostoyevski’den bir nesil önce olduğunu gördüm hatta Dostoyevski’nin şöyle bir sözüne rastladım: ‘’ Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık.’’ Kitaba tekrar dönecek olursak kitap ‘’Palto’’, ‘’Burun’’, ‘’Portre’’, ‘’Fayton’’, ‘’Neva Bulvarı’’, ‘’Bir Delinin Anı Defteri’’ olmak üzere 6 hikayeden oluşuyor. Hikayelerin içeriklerine girmeden şunları söyleyebilirim, gördüğümüz fakat üzerine düşünmediğimiz bir çok konu, karakter gülünç ve sembolik bir şekilde karşımıza çıkıyor gerek ‘’Burun’’, gerek ‘’Palto’’, gerekse ‘’ Fayton’’ ile. Bu yönüyle Dostoyevski’den ayrılıyor kanımca. Hikayeler anlatım olarak (gerek tasvirleri gerekse akışı olarak) çok iyi olmakla birlikte gerçekten her hikayede farklı bir haz alıyorsunuz. Ben kendi adıma Gogol’un diğer eserlerini de alıp okumaya çalışacağım. Bu yüzden okumayı düşünenlere rahatlıkla tavsiye edebilirim. Okuyacak olan herkese iyi okumalar..