Vildan

208 syf.
·
Not rated
İncelemeden ziyâde sadece bir yorum.
Emeği, kağıtları, geçirilen vakti düşündüğüm zaman ortalama verilecek bir puan hesaplayamadım. Ne zaman ismini veyahut kapağını beğendiğin kitapları almaktan vazgeçeceksin Vildan... (Bir iç çekiş...) Evvelâ şu zamana kadar genelde beğendiğim kitapları ele alırken bu sefer beni rahatsız eden birkaç noktaya değinmek istiyorum. Çay edebiyatını yapmak
Dağlım Dağ Çiçeğim
Dağlım Dağ Çiçeğimİbrahim Çolak · Mecaz Yayınları · 201955 okunma
Reklam
344 syf.
9/10 puan verdi
“KENDİ SESİNİ DUYAN İNSANLARA KURBANLAR KESEYİM...”
Dairesel bir zaman içinde dairesel bir olay örgüsü... Dönüşüm değil, olma hali, anlık mı ömürlük mü ya da dıştan içe bir temaşa hali mi... İbrahim kitap içinde, kitap yazar elinde, yazar kendi içinde, kalem kuvvetli. İbrahim hem çok hem yok. İbrahim bu kapıda. İbrahim kayıp diyarlarda, İbrahim arayışta, İbrahim nerede ? 304 sayfalık bir hazineden,
İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır
İbrahim’in Kaybettiğini BulmasıdırGüray Süngü · İz Yayınları · 2020481 okunma
112 syf.
·
Not rated
Bir muamma.
Kitabın arka kapağındaki suali sordum kendime; bir şiir miydi okuduklarım yoksa bir hikaye mi ? Suale cevabımız muâmma. Bir mısra bir hikayeye, bir hikaye bir şaire,bir şair bir yazara, bir yazar bir hikaye’ye... Öyle de çetrefilli bir yoldu Sayıklar Bir Dilde. Tıpkı Güray Abi gibi. Uzun bir listem var Güray abiye dair, olsun da. Zira üslubu ile
Sayıklar Bir Dilde
Sayıklar Bir DildeGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2020524 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
280 syf.
·
Not rated
Mevzu: Hasbihâl.
“Siz yazıyı seçiyor değilseniz de yazı sizi seçiyorsa, yani yazmak ölümcül bir zorunluluğa dönüşüyorsa, üstelik artık yazmak da yetmiyorsa bir seçimden söz edilemez.“ diyordu bir röportajında Bekiroğlu. Ne kadar acı varsa o kadar yazı mı var o halde ? Denemeleri hep vardı. Şiirden, romandan çok denemeler ile kalemi mevcudiyetine hakimdi. Bir ara
Yol Hali
Yol HaliNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20221,399 okunma
348 syf.
·
Not rated
“Kültür arastası”
*Reşat Şen’in dediği gibi: “Marmara’dan nasibini almamış kişi,demini almamış çaya benzer” diyerek buyrun efendim düşelim yollara. Beyazıt meydanına doğru ilerleyelim. Durak noktamız “Nuhun Gemisi” diye betimlenen Marmara kıraathanesi. Bu kıraathaneyi diğerlerinden ayıran ön tarafta ayrılan 10-15 masaydı. Kimler geçmedi ki bu masadan,bir yudum
Dahiler Ve Deliler
Dahiler Ve DelilerMehmed Niyazi · ÖTÜKEN NEŞRİYAT · 2014354 okunma
Reklam
176 syf.
·
Not rated
“İşin adı: Mahremiyet Mahrumiyeti”
Bir söz vardır: İnsan içinde yaşadığı çağa babasına benzediğinden daha çok benzer. Yaşadığımız çağa benziyor muyuz ? Hangi jenerasyonuz ? -X,Y,Z 90’larda dünyaya gelenler için Z kuşağı olduğumuz söyleniyor. Ağ ortamında doğup-büyüdüğümüz icin “dijital yerli” de diyebiliriz. Türkiye’de yaşayanlar için dijital topluluğa ilk adım attığımız yıllar.
Dijital Mahremiyet
Dijital MahremiyetHarun Özdemir · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2020315 okunma
224 syf.
·
Not rated
“Şimdi size yerli yersiz cümleler söyleyeceğim.”
“Günah da ah’la kafiyelidir... o da siyahla,simsiyahla,vahla,eyvahla...Lakin hepsi Allah’la Ah’tır kafiyelerin en güzeli” Lise yıllarımda kulağıma hitap eden bu cümle ile karşılaşmıştım. Kalbimde coşku. Kulaklarım şen. Kelimelerin yan yana gelerek oluşturduğu ahenk. Başkaydı,bambaşkaydı,aşkla yazılmıştı. Elime aldığım ilk kitabı La’ydı. Bir
Mor Mürekkep
Mor MürekkepNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20211,853 okunma
465 syf.
8/10 puan verdi
“Meleklerin kendisinden utandığı bir adamdan sen utanmaz mısın?” diye buyuruyordu Peygamber Efendimiz Ashabın büyüklerinden Osman (r.a.) hakkında. Ne güzel bir kitap okudum diyemiyorum zira okuduğum ve hüzünlediğim sayfa satırlarında ,şehadetini okurken gözyaşlarımı sakladığım nice kelime dizeleri vardı yüreğime dokunan. Ömer Rıza Doğrul
Kanlı Gömlek
Kanlı GömlekÖmer Rıza Doğrul · Kaknüs Yayınları · 2018377 okunma
208 syf.
7/10 puan verdi
#56908328 Ağlayarak yazdığım kitap, dedi Bülent bakiler kitap fuarında. Bir gezi yazısı... 1976’da Yugoslavya’da düzenlenen Struga şiir festivali. “Struga. Makedonya Cumhuriyeti’nde Güney’de, Arnavutluk sınırına yakın bir yerde, küçük,şirin bir şehir!” Ülkemizi temsil edecek iki kişi. Yavuz Bülent Bakiler ve Fazıl
Üsküp'ten Kosova'ya
Üsküp'ten Kosova'yaYavuz Bülent Bakiler · Yakın Plan Yayınları · 2018694 okunma
212 syf.
7/10 puan verdi
Merhaba Her kitabın kapağını açmadan önce okuyucusuyla buluşmasını sağlayan öyküsü vardır. Daha önce tanışmadığım yazarımızı kitap fuarında bir arkadaşın tavsiyeyi üzerine almıştım. Entelektüellerin Hurafeleri. Tezat kavramları içinde barındıran başlık gibi. Çünkü halk arasında “hurafeler” uydurma, boş, garip şeyler manasında olup bilgisiz
Entelektüellerin Hurafeleri
Entelektüellerin Hurafeleriİbrahim Paşalı · Profil Yayıncılık · 2013576 okunma
Reklam
56 syf.
·
Not rated
Telaffuzu ne sık bir cümle: Keşke büyümeseydik! büyüyebilirdik, büyüdük lakin bizle beraber içimizde büyüyen kin,nefret,öfke tohumlarını bilmeseydik. Bir çocuk gözünden bakmayı sürdürebilseydik,dünyaya sadece bakıp geçseydik,sahiplenmeseydik. Çocuklar kaşı,gözü diye fiziksel özelliklere odaklanmak yerine kalpleriyle bakarlar, tebessümleri ile
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331.1k okunma
159 syf.
10/10 puan verdi
i.hizliresim.com/JVBOAn.jpg Merhaba Türkiye’nin manzarası derken bu kitapta Milletimizi ilgilendiren bir çok konu var. Necip Fazıl bu kitabında Türkiye’nin Tanzimatla başlayan farklı bir yolculuğundan, 27 Mayıs gecesinden, Gazeteler, ekonomi,dış itibarımız,kendi içimizde sınıflanmamız,davamız derken bildiğimiz,bilmediğimiz bir çok
Türkiye'nin Manzarası
Türkiye'nin ManzarasıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2017275 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
i.hizliresim.com/9YlXm9.jpg “Gül yetiştiren adam” Nahif bir kitap isminden fazlası hikayeler. 1 kitap 2 hikaye. Evvela arkadaşlarını Kurtuluş Savaşı’nda kaybetmenin mahcubiyeti ile benliğini 50 yıl evde hapsetmiş bu zaman zarfında Gül yetiştirmekle şehre mana olan naif bir amcamız. İyi bir şeyler yapmanın umuduyla kendini renk renk gül
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117.8k okunma
304 syf.
·
Not rated
Tarih,tozlu bir kütüphane. Sahifelerin çoğu da devletten müteşekkir şanlı bir kütüphane. Karıştırmadan,ayrıntıya inmeden bilmek,konuya hakim olmak hiçbir olay da husulü mümkün olmadığı gibi tarihimizi tam anlamıyla öğrenmekte de pek mümkün olamayabiliyor. Kimi zaman göz önünde bulundurduklarımızdan ziyade arkaya iliştirilmiş,göz önünde olmayanlara
Ya Tarihin Yazmadıkları
Ya Tarihin YazmadıklarıHarun Tuncer · Çamlıca Basım Yayın · 2017176 okunma
501 syf.
·
Not rated
i.hizliresim.com/r0v92M.jpg Fernando Pessoa İnsanın içinde kaç insan var böyle dedirtecek türden. Yanımızdan geçenler,her gün gördüklerimiz... İnsanı tanımlamak icin isminden fazlası gerekiyor. Görüntüye aldanmadan,bir ruha sahip olduğunu, birden fazla duygu ile ,sevinçleri,kederleri bunlar ile olgunlaştığını önemsememiz gerekiyor.
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Chiviyazıları Yayınevi · 201710.5k okunma
432 syf.
·
Not rated
i.hizliresim.com/lQR1bk.jpg Merhaba Şöyle ki islam dini temelleri sağlam atılmış, surları peygamberler, alimler, evliyalar ile donatılmış, kuşatılmıştır. İşte hal böyle iken nasibini imandan yana alamayan, kapıdan değil de farklı pencereler ve giriş kapıları arayanlar ile dolu surların diğer tarafı... Bakmak ile görmek aynı olmadığı gibi
Dinde Deformistler 1
Dinde Deformistler 1Ali Eren · Yasin Yayınevi · 2013184 okunma
Reklam
208 syf.
·
Not rated
Merhaba Bazı kitaplar okunduğu zaman hediyeleşme hissini arttıracak kuvvet de olurlar. Sana faidesi dokunduğunu düşündüğün kitapları en yakınından en uzağına herkes okusun istersin. Bilmek hepimizin hakkıdır çünkü. Fakat okurken bildiklerimi bazen görmezden geldiğimi fark edince okuma isteğim daha çok arttı. Günümüzde dikkatsizlik oranı artmasını kitapta okuduğum şu satırlar ile bağdaştırma mecburiyetinde hissettim. “Medyaya müptela olmuş kişileri,araştırma yapanlar “körleşme” diye tanımlıyor. Görmeden bakıyor, duymadan dinliyor, hissetmeden dokunuyor, tat almadan yiyor,düşünmeden konuşuyorlar.” Ne güzel bir tespit ama ne acı bir kaynak bence. Geçmişi 50 yıl kadar az olmasına rağmen evimizde,dükkanlarımızda,bulunduğumuz her alanda baş köşeye oturttuğumuz televizyon... O yüzden bunu incelemeye emek vererek kitap haline getirenlere, farkındalılığın sağlanmasını amaçlayanlara bir teşekkür borçluyuz bu kitabı okumuşlar olarak. “İnsanlar televizyonda; Sudan iç savaşı ile tuvalet kağıdı reklamını aynı duyarsızlıkla izlemektedir. Televizyonu kapattıktan sonra Sudan’da ki iç savaş devam etse bile onun için bitmiştir. İşte insanın yaşadığı bu dünya,simülasyon dünyasıdır. Televizyondaki her şey görüntüden ibaret olduğu için, gerçek hayat da zamanla cansız gibi görünmeye başlar.” -Jean Baudrilland Yararı olmadığına kanaat verdiğimiz televizyonun zararı aile değerlerimize,inançlarımıza,çocuklarımıza kadar ulaşmakta olup tek çarenin azalmakta olmayıp fişi çekmekte olduğunun savunanlardanım🤚 Okuyucusu bol olması temennisiyle...
Sizi Medyanın Elinden Kurtaracak Kitap
Sizi Medyanın Elinden Kurtaracak KitapHarun Özdemir · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2021293 okunma
317 syf.
·
Not rated
İnsanın taş yemeye ihtiyacı yok diyorsun kitabı ele aldığında bir merak uyandırıyor “ neden ? Zaten insan taş yer mi ? “ halbuki 3 öğün yemek yer gibi yediğini farkediyorsun çünkü İsmet özel diyor ki ; “insanın taş yemeye ihtiyacı yok diyorsun. Öyleyse şunu düşün: insanın ihtiyacı olandan fazlasını elinde tutması kendisi icin taş gibidir. Bu yalnız mallar,Servet,güç gibi nesnelerde geçerli değil. Merhamet,şefkat,tevazu gibi şeyler için de böyle. Bilgi için de böyle... Sana yaramıyorsa bırak başkasına yarasın. Sana yaramadığı halde sende olan hem senin hem başkasının aleyhinedir. Taşları yeme,taşları yemek yasak,” Ama kitapları okumak serbest. Hele ki bu şekilde penceremizi değiştirecek kitaplara ihtiyacımız var.
Taşları Yemek Yasak
Taşları Yemek Yasakİsmet Özel · Tiyo Yayınevi · 20213,251 okunma
323 syf.
·
Not rated
Necip Fazıl kitabın sonlarına doğru şu kelamını kaleme almış “ bu eseri, birinci derecede, bazı din adamlarına son devrin reva gördüğü zulmü ve itisafları,ikinci derecede de, bu din adamlarına ait kıymet ve hakikati belirtmek için yazdım.” Fakat dünya hayatında iken kıymeti görülmemiş veya yeteri kıymeti alamamış, haksız yere suçlanmış,sürgüne,zindana atılmış ve nice allah dostu, ilim sahibi insanların hayatlarından çarpıcı gerçekleri ustalıkla bize ulaştırmış bir kaynak. Yazarken hepsi icin ayrı ayrı edindiği üslup ve Had kalemi takdir edilmeye müsait. İskipli atıf hocanın da dediği gibi “ Hepimiz din kardeşiyiz ve bu kardeşlik merkezinde birleşmeliyiz. Benim dâva ve gayem bundan ibarettir.” diyerek kitabın her kütüphanede bulunmasını ara ara ibret için açılıp okunulmasını tavsiye ederim.
Son Devrin Din Mazlumları
Son Devrin Din MazlumlarıNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20082,585 okunma
246 syf.
·
Not rated
Kitabın kapağında “ yavaşla çünkü bu hayattan bir defa geçeceksin” diyor Kemal sayar durup düşünmeye,görmeye ,incelemeye davet ediyor okuyucularını. Hayatın acele etmeden daha anlaşılabilir olduğuna değinerek günlük hayattan basit fakat unuttuğumuz örnekler ile süslüyor. Mesela yürüyün diyor,inceleyerek,düşünerek,seyrederek yürüyün diyor. Hayatta aceleye sığınarak kaybettiğimiz değerlerden bahşediyor. Özümüzden,insanlığımızdan nasıl vazgeçtiğimizi, acılara nasıl sağır olduğumuzu, iletişim çağında iletişimsizlikten bahsediyor. Herşeyin ruhunu kaybettiği bu çağda tek gayenin eğlence olmayışından bahsedip düşünmene fırsat verip,kendini sorgulamana yardımcı oluyor. Ve en son kitabında şu sözlere yer veriyor “eğlendiğimiz,yiyip içtiğimiz mekanlar, bindiğimiz arabalar,taktığımız mücevherler bizi soylu kılmaz.Soyluluk ötekini işitebilmekten yapılma bir mücevherdir. Soylular; kalplerini bir mücevher gibi taşıyan ve kalpleriyle düşünen insanlardır. Bu ülkenin en soylu insanları, diğerlerinin acısını içinde en çok hissedenlerdir.” İnsanlığın özünün hatırlanmasına Umut olacak nitelikte bir kitap , okunup anlamaya değer.
Yavaşla
YavaşlaKemal Sayar · Kapı Yayınları · 20209.5k okunma
328 syf.
·
Not rated
“Kalbine baktır Hocam!” “Kalbim bana ihanet etmez doktor!” “Ya ederse?” “Etmez doktor,etmez,çünkü kırk yıldır öğrencilerime kalbin içindeki sevgiyi,aşkı,dostluğu ,erdemi anlatıyorum. Kalp, herkesin kendini unuttuğu bu çağda,bunca iyilik gördüğü birine ihanet etmez!” Kitap bu replikle başlıyor İskender pala ve hekimi arasında geçen bu kısa diyalogtan sonra İskender Pala “ kalbi tanıdığımı bildiğimi zannediyordum ve kalp üzerine meraklı okumalara alışıktım. Ama mesela kalbi hiç Hz. Adem’in sinesine bağlı duran Havva gibi düşünmemiştim. Kalbimi çok düşünmüştüm de mesela,kalbimi dinlemeyi düşünmemiştim...” diye devam ediyor. Hepimizde olduğu gibi. Bildiğimizi zannettiğimiz KALP hakikatte nelerden bahsediyor diye sorarsak kendimize kitabın birkaç sayfasını karıştırmamız yeterli olucak. Kitap sıkmayacak kadar az ve öz zaten İskender Pala “ kitabı 1000 sayfaya çıkarabilirdim yazılacak fevkalede güzel fikirler vardı” diyor fakat kitabı “efradını câmi,ağyarını mâni” diyerekten 328 sayfada özetliyor bizlere sunuyor. Kalp denilince akla gelen aşktan ziyade bakmak-görmek arasında ki ince çizgilerden yazar okuyuculara rehber oluyor. Kalbin geniş bir misafirhane olup sevgi,kin,nefret,gurur,gönül gibi hasletlerinden bahsedip bize ayetlerle,hadislerle,filozoflarla bilgilendirmede bulunuyor. Vay ki kişinin gönül gözü kör ola!.. diyerek kitabı okumaya başlayalım kalbin ritmik bir organdan fazlası olduğunu anlamak icin okuyalım,okutalım.
Kalp
Kalpİskender Pala · Turkuvaz Kitap · 20194,458 okunma
264 syf.
·
Not rated
Eğitici,öğretici ve uyandırıcı bir kitap! Kitabı okumaya başladığın andan itibaren kendini sorguluyorsun ne yediğimi zannediyordum ama neler yemişim diyorsun... Kişinin helal ve haram konusunda bilinçlenmesine teşvik edici yol gösterici bir kitap. Yapılmaması gerekenleri güzel bir şekilde izah edip yapman icin sana tavsiyelerde bulunan ve bunu yapanın sadece sen olmadığından bahsedip asrı Saadet’ten örneklerle ile zenginleştiren siyah ve beyaz arasındaki grinin bile nasıl tehlikeli olduğundan bahseden bir kitap. Yiyeceklerin insanlar üzerinde ki olumlu ve olumsuz etkilerinden bahsedip hediye edilebilecek faydalı bir kitap. Küçük bir hatırlatma: Taat(kulluk vazifelerini ifa) bir hazinedir. Anahtarı,dua; anahtarın dişleri ise helal lokmadır. Yahya bin muaz(r.a.)
Helali Arama Stratejileri
Helali Arama StratejileriKolektif · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2019657 okunma
Reklam
143 syf.
·
Not rated
Yitik cennet. Arayış içinde olan toplumun Hakikat kapısına ulaşmak icin geçtiği merdivenlerden kesitler.. Kitabın isminin kitabının sonunda neden olduğunu idrak edip manada yol almamız gereken nice Hikmetten bahseden bir hikaye. Bir dünya devleti olan İslamiyetin asıl işinin dünya olmayıp medeniyetle donatılmıs tufan niteliğinde kurtarıcı, rahmet denizinde yüzücü,karanlığa bir mum olduğunun derin kelam anlatımıyla dünya uykusundan uyandırıp cennet kapılarında kendimizi bulmamıza vesile olan cennetin 8 kapısının medeniyet devletinin 8 temel üzerine kurulduğunu bu kapılardan Adem-Nuh-İbrahim-Yusuf-Musa-Süleyman -Yahya-İsa (a.s) gibi nice peygamberlerin geçip Sezai Karakoç ‘un deyimiyle “ O, cennetin bir kapısı değil, cennet’in ta kendisidir. “ diye çok güzel betimleyip cennetin sekiz rahmet kapısıyla ilintili olarak andığımız sekiz peygamber ve onlara bağlı öbür peygamberler,birer kurtuluş kapısı olarak hep ona açılır diye güzel tasvirlerde bulunan okunulması gereken bir kitap. Her peygamber, O’nun bir cephesiydi. Bütün cepheler O’nda bütünlendi. Bu yüzden “din O’nda tamam oldu. Yitik cennet. Kayboluş,kaybolmus,imtihanlar,mucizeler üzerine varolmuş ve tamam olmuş bir medeniyetin kitabı. Keyifli okumalar.
Yitik Cennet
Yitik CennetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20219k okunma