Her kim affediyorsa, utancını yitirip yüz yüze kalır, her kim sürekli dağıtıyorsa, katılaşır kalbi, eli.
Gözlerim yaşarmaz artık yalvaranların utançlarıyla, elim, kayıtsız dolu ellerin titremesine.
"Eşlerdeki gönüllerin kuraklığı ah! O gönül pasağı çiftlerdeki! Ah, o zavallı huzur düşkünlüğü!; Adını evlilik koyarlar bunların; nikahlarının cennette kıyıldığını söyleyerek."
F.Nietzsche
Evlilik toplumsal bir aşırılılıktır. Çoğu çiftler evliliği bir tahakküm olarak kullanır; Sınırlar, baskılar, kurallar yığını oluşturulur. Çoğu evlilik; mahhalle baskısının, toplumsal normun ve kişilerin etkileşimi ile gelişen bir durumdur.
Evlilik çocuk yapmanın tek kapısı olarak da görülmektedir. İnsan üretim sözleşmesi...
Oysa ki evlilik bir yol arkadaşlığıdır. Birbiri ile yaşayabilecek insanın yol arkadaşlığıdır. Baskının, sınırın, tahakkümün olmadığı bir arkadaşlık, bir evlilik.
Yaşamı zorlaştırmak yerine, sınırlar çizmek yerine yaşamı kolaylaştıracak bir evlilik olmalıdır.
Polemiğe değil de anlayışa dayalı bir evlilik olmalıdır.
Sevgiyi küçültmek için değil büyütmek için evlilik olmalıdır.
Dostlukları, arkadaşlıkları ve başka insanlarla olan iletişimi azaltmanın ve kesmenin aksine çoğaltmak gerekir. Tek başına iki insanın mutlu olması mümkün değildir. Baskının, zorlamanın, kıskançlıkların olduğu her evliliğin temeli çürük ve duvarları deliktir.