Esma Mirzaoğlu

128 syf.
·
Not rated
·
Read in 29 hours
Entelektüel kimdir, nasıl olmalıdır?
Bu sorunun cevabını arıyorsanız bu kitap bu sorunun cevabını karşılama noktasında sizi memnun edebilecek bir kitap. Şuan bakıldığı vakit birçok yazarın birçok entelektüel tanımıyla karşılaşırsınız Edward Said bu birçok entelektüel tanımıyla birlikte kendi ideal entelektüelini tanımlamıştır. Edward, entelektüeli sürgün, marjinal ve yabancı
Entelektüel
EntelektüelEdward Said · Ayrıntı Yayınları · 2011930 okunma
Reklam
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Oğuz Atay'dan yine bir başyapıt "Tehlikeli Oyunlar" diğer Oğuz Atay kitapları gibi etkileyici bir kitap ve diğer kitapları gibi zor okunan bir kitap. Kitabın baş kahramanı Hikmet Benol kitabın ön sözünde de belirtildiği gibi ölerek ölümsüzleşen karakterlerden, okuyunca fark ediyorsunuz. Kahramanımız yine tutunamayan, arada kalmış, hayatın içine sıkışmış, kendine o hayatta ufacık bir yer bile bulamamış, gerçekle hayal arasında gidip gelen, kendi benliğini bulmaya çalışırken daha da kaybolan bir karakter Hikmet Benol. Veeee Oğuz Atay her zamanki gibi bizi kitabın içine hapsediyor diliyle, anlatımın muhteşemliğiyle, hikmet'in iç dünyasıyla. Evet o karmakarışık iç dünya bilgesiyle, albayıyla, sevgisiyle bi o kadar bizden bi o kadar bizden uzak hem kendinizi görüyorsunuz hem de eleştiriyorsunuz. Kısacası Oğuz Atay farkını hissediyorsunuz kitabı okurken. Yazarımızın diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da kişiye, topluma, gündelik hayata olan bakış açısına hayran kalmamak elde değil.Aslına bakarsanız öyle bir roman okuyorsunuz ki altını çizdiğiniz yerleri tekrar tekrar dönüp okuyorsunuz bıkmadan usanmadan ve bazı yerler o kadar sizsiniz ki paylaşamıyorsunuz bile. Okuyacak olanlara iyi okumalar dilerim, iyi günler...
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231.3k okunma
202 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Kitabı incelemeye başlamadan önce birkaç şey söylemek istiyorum. Üniversite birinci sınıftayken tutunamayanları okumaya başlamıştım lakin çok ağır gelmiş olacakki iki yıl geçti hala başka bir Oğuz Atay kitabı okumadım şimdi ise makus talihimi yenip Korkuyu Beklerken'i okudum sizde benim düştüğüm duruma düşmek istemiyorsanız Tutunamayanlar'dan ya
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226.7k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
120 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Düşünce tarzıma damgasını vuran esere yönelik naçizane fikrimi sunmaya geldi sıra. ECCE HOMO "İŞTE İNSAN" Nietzsche, Ecce Homo'da; kendini, kendinin değişim sürecini, kitaplarını ortaya çıkış öykülerini anlatır. Kendini anlatma sebebini kitabın önsözünde şu şekilde belirtiyor; "Bu yakında insanlığın karşısına, şimdiye dek ona
Ecce Homo
Ecce HomoFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20159.9k okunma
184 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Nietzsche, "Ahlakın soykütü" isimli, üç denemeden oluşan eserinde ahlaki yargıları incelenmektedir. Genellikle sevgi, özgecilik, ve dindarlık gibi ahlaki olarak değerlendirilen duyguların Yahudi - Hristiyan inançlarında temellendiğine inanmaktadır ve bu bakış açısının alternatiflerinin olabileceğini söylemiştir. Nietzsche denemesinde rekabet içerisinde olan iki ahlak yapısı çizmiştir,bunlar soylu ahlakı ve köle ahlakıdır. Her iki ahlakında kendine ait, iyi ve kötü tanımları vardır. Soylu ahlakına göre iyi, güçlü iktidarlı ve cesur olmakla, köle ahlakına göre iyiyi ise dindarlık sevgi ve erdemlilikle tanımlamaktadır. Soylu ahlakı bağlamında yetişmiş ve ona göre düşünen sahipler kötüyü zayıflık, acizlik, üstün olan insanların altındaki şeyler olarak tanımlar buna karşın köle ahlakını kullanan köleler ve rahipler kötüyü iktidarı, gücü ve kibirli saygınlııkla tanımlar. Nietzsche köle ahlakını içinde bulundukları duruma karşı baskılanan öfkelerinden dolayı rahipler ve köleler tarafından soylu ahlakının tersine çevrilmesiyle oluştuğunu söylemektedir. Nietzsche bu nedenle Yahudi - Hristiyan etiği tarafından kutsallaştırılan köle ahlakının önceden varolan baskın bir ahlak yapısının saptırılmış hali olduğunu savunmaktadır.. Ve okuduğum ilk Nietzsche kitabında anladığım kadarıyla nietzsche 'nin felsefesi gelenekçilik karşıtlığı, radikal bireyciliğiyle tanımlanır ve dini ahlak anlayışından tümüyle kopuktur. İyi okumalar dilerim...
Ahlakın Soykütüğü
Ahlakın SoykütüğüFriedrich Nietzsche · Kabalcı Yayınevi · 20112,161 okunma
Reklam
129 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Platon‟un retorikle ilgili düşünceleri pek çok eserinde kendini göstermektedir. “Gorgias” diyaloğunda Gorgias, retoriği “sanatların kraliçesi” olarak nitelendirirken; buna karşılık Sokrates, retoriğin “dinleyicileri gülünç duruma düşürme ustalığı” olduğunu söyleyerek olumsuz yönünü ön plana çıkarır. Söz konusu diyalogda Sokrates, sofist sanatı olarak değersiz bulduğu retoriği ve öğrencilerini eleştirmekte, sofistleri açıkça dalkavuklukla itham etmektedir. Hakikat, bilgi, erdem, uzlaşma gibi kavramlar çerçevesinde geçen konuşma bilgiyi temel alan felsefe ile kanıyı temel alan retoriği karşı karşıya getirir. Gorgias diyaloğu ;hakikat algısının nesnelliğini, suç ve ceza kavramlarını, ve demokrasiyi tartışırken genelde retorik, özelde ise atina halk mahkemelerin de kullanılan retoriğe ilişkin değerlendirmeler sunmaktadır.Hukukun hakikatle hakikatın ise insanla bağlantısını sorgulaması açısından önemli bir diyoloğ... İnceleme kitaptan kulağa küpe bir alıntı ile son bulsun "Öyleyse, doğruluğu ve bütün erdemleri, sağlıkta ve ölümde de uygulamaktan başka iyi bir yol olmadığını öğreten aklın kılavuzuna uyalım." İyi okumalar...
Gorgias
GorgiasPlaton (Eflatun) · İş Bankası Kültür Yayınları · 20181,510 okunma
152 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Hayatı hep aynı yerde arayan ve birdenbire kendi hayatına yabancı olduğunu anlayan bir adam. Ve beraberinde gelen bir cinayet... Umut, hayata tutunma, mutluluk arayışı, aşk ve tabiki ölüm hepsinin anlatılışı ayrı ayrı dokunuyor insana. Aslına bakarsınız kitabın baş kahramanı patrice mersault tutunamayan bir başka karakter tıpkı Turgut özben, bay huzursuz, zeno cossini, gregor samsa ve birçokları gibi.Bir arayış gözler önüne seriliyor bir tutunma... Eserde vurgulanan asıl konu ise ölümün o kadar da korkulacak bir durum olmadığı ve doğal bir süreç olduğudur, camus bizi ölümle yüzleştiriyor. Ölümün, umudun, hayatının her anının yaşanması gerekliliğini, zaman kavramını farklı bir bakış açısıyla bizlere sunuyor. Ve galiba ölüm en güzel de bu sözlerle anlatılabilirdi "Bir hayvan çılgınlığıyla baktığı bu ölümden duyduğu korkunun yaşamdan korkmak anlamına geldiğini anlıyordu. Ölme korkusu, insanın içindeki yaşayan şeye olan sınırsız bağlanmayı açıklıyordu. Yaşamlarını yükseltmek için kararlı davranışlarda bulunmamış olanlar, korkanlar ve güçsüzlüğü yüceltenler, bütün bunlar, ölümden, içine karışmadıkları bir yaşama onun getirdiği yaptırımdan dolayı korkuyorlardı. Hiçbir zaman yaşamadıkları için yeterince yaşamamışlardı. Ve ölüm, boş yere susuzluğunu gidermeye çalışan bir yolcuyu, sonsuzluğa dek sudan yoksun bırakma davranışı gibiydi. Ama ötekiler için, silen, yadsıyan, başkaldırıya olduğu kadar minnete de gülümseyen hoş ve kaçınılmaz davranıştı." Şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.İyi akşamlar...
Mutlu Ölüm
Mutlu ÖlümAlbert Camus · Can Yayınları · 20164,870 okunma
120 syf.
·
Not rated
İncelemeye başlamadan önce bahsetmek istediğim kitabın adına dair olan kafa karışıklığı, kitap Türkçeye Şölen olarak kazandırılmış aslında ismin orijinali symposion, Şölen deyince sanki halktan her kesimin katıldığı kadınların erkeklerin gönlünce dans ettiği eğlendiği bir yermiş gibi geliyor ama öyle değil aslında oldukça ölçüleri olan bir toplanma biçimidir symposion. Kitabı okurken şunu farkettim günümüzde ki yerleşik aşk hayatı aslında 2500 yıl önce yazılmış bir antik metine dayanıyor şu hepimizin hollywood filmlerinde gördüğü ruh eşi ruh ikizi meselesi varya aslında bu meseleden 2500 yıl önce platon Şölen diyaloğunda bahsediyor. O yüzden aşk nedir ve neden aşık oluruz sorularına ilişkin bir yanıt aradığımızda tırnak içinde söylüyorum eğer bir "aşk felsefesi" yapacaksak tabiki bu metinden başlamak en doğrusu olur. Kitabı uzun uzadıya anlatmak çok zaman alır ama özetle aşk hakikati ve gerçeği görme yolunda birlikte yapılan tinsel bir yolculuktur. Bu görüş şu yüzden çok güzel bu bizim gördüğümüz ve tanımladığımız halinde ki aşktan oldukça farklı bir anlayış, bu yüzden kişileri veya şeyleri idealize etmiyor, orda bir yerlerde sizi bekleyen muhteşem ruh eşiniz yok aslında muhteşem ilişkiyi emek vererek sizin yaratmanız gerekiyor. Çok beğendiğim muhteşem bir eser okumak isteyenlere iyi okumalar dilerim.
Şölen
ŞölenPlaton (Eflatun) · Say Yayınları · 20184,076 okunma