Aradan geçen süre yalnızca birkaç ay olduğu halde, Momo’ya sanki çok uzun zaman geçmiş gibi geliyordu. Çünkü gerçek zamanı ne bir saat ne de bir takvim ölçebilirdi.
"Ne yapalım Vasya! Evlat, kesilmiş bir dilimdir. O kartal gibidir: Uçup geldi, gitmek istedi, uçup gitti; seninle ben ise bir ağaç kovuğundaki mantarlar gibiyiz, yan yana oturuyoruz ve yerimizden kımıldayamıyoruz. Senin için sadece ben hiç değişmeden kalacağım, sen de benim için öyle kalacaksın," dedi. Vasiliy İvanoviç ellerini yüzünden çekti ve karısına, hayat arkadaşına öyle sıkı sarıldı ki, gençliğinde bile ona böyle sarılmazdı: Derdini bir o avuturdu onun.
Kuru bir akağaç yaprağı koptu ve yere düşüyor; hareketleri aynı kelebeğin uçuşuna benziyor. Tuhaf değil mi? En hüzünlü ve ölü bir şey, en neşeli ve canlı şeye benziyor.