Oblomov içini çekti:
-Ah! Bu hayat, dedi.
+Nesi varmış bu hayatın?
-İnsana rahat vermiyor. Başını derde sokuyor. Ne olur, şöyle bir yatıp uyuyabilsem... Hiç kalkmadan...
...
Korkuyorum sessiz ayrılıklardan
Korkuyorum bu sarı yağmurlardan
Kucaklarında kış meyvalarıyla bu kadınlar
Korkutuyor beni, bu bir ayrılık
Dallarda unutulmuş vişnelerin mor yalnızlığı.
“Tanrım, bir tek kez şu ellere dokunabilseydi!.. Başka hiçbir şey istemezdi. Başka şey istemek mi! İstenecek başka her şey küstahlıktan başka ne olabilirdi?”