W. Boran

W. Boran
@Wenekar
Önemli olan okunan kitapların niteliği, niceliği değil.
Benlik ve haysiyet duygusu sadece size bağlı olan bir şey değildir. O başkaları tarafından tanındığınızda oluşan ve gelişen bir şeydir. Bu çöktüğünde benlik duygunuz zayıflar, öz-saygınızı yitirirsiniz. Ne denli az tanınırsanız, tanınma yönünde o denli büyük istek duyarsınız; arzularımızı güdüleyen şey yokluktur çünkü.
Reklam
Siyah sorunu Beyazların arasında yaşayan Siyahlarınkine bakılarak değil, kapitalist, sömürgeci, rastlantı sonucu beyaz bir toplumun sömürdüğü, köleleştirdiği, aşağıladığı Siyahlarınkine bakılarak çözülür.
Sayfa 159Kitabı okudu
Adorno
Istırap, korku ve tehditlerin hiç azalmayan mevcudiyeti, gerçekleşmesi imkansız düşüncelerin kenara atılmaması gerektiğini şart koşmaktadır.

Reader Follow Recommendations

See All
Sextus Empiricus
Adeleti geçerli kılmak için, insanlar hedeflerini ancak kısmen bulan kanunlar koydular: Bu kanunlar herkesin gözünün önünde sertlik yapılmasını pekala önleyebiliyor, ama bunun gizlice yapılmasına engel olamıyordu. İşte bunun üzerine, uyanık bir kimse, insanları her şeyden haberi olan tanrılardan korkuyu ilham etmeyi düşündü. Ve onları gizlice kurulan kötü tasarıların bile bu tanrıların gözünden kaçmayacağına inandırınca, kanunlara sürekli olarak karşı gelinmesi son buldu.
Sayfa 442Kitabı okudu
42. Ne yârdan ne de serden geçiyoruz, ama sonunda ne yer ne de yâr kalıyor. Tıpkı Ortaçağ romanslarının kaderine benziyor kaderimiz: Sonunda ya son derece gülünç bir hicve, ya da katışıksız bir melodrama dönüşüyor. Melodram olduğunda bile, izleyenler gülmemek için kendilerini güç tutuyorlar. 43. Bizden başka aldanan oluyor mu bu oyuna peki? Hayır. Ama şükürler olsun ki herkes aynı kamuflaj oyununu oynamakta olduğu için, gül gibi geçinip gidiyoruz.
Reklam
.....Bu konuda, 1848 haziranından birkaç ay sonra Falloux kanunu tartışıldığı sırada Montalembert kontunun Fransız meclisinin kürsüsünden yaptığı konuşma iyi bir örnektir: Mülk sahibi olan ve mülk sahipleri adına konuşan bir kimse olarak bir kelime ekleyeceğim. Madem ki biz bizeyiz, madem ki aramızda yabancı yok, gerçeği bütün içtenliğimle, olduğu gibi söylemek isterim. Bugünün sorunu nedir? Günümüzün sorunu, mülk sahibi olmayanlarda mülkiyete saygı uyandırmak. Bu iş için bir tek yol biliyorum: Tanrı'ya inanmalarını sağlamak. Burada sözünü ettiğim inanç, Seçmeciliğin (Ekletizm) ya da başka herhangi bir sistemin ne idüğü belirsiz tanrısına değil. Hıristiyanlığın Tanrısı'na duyulan inançtır. On Emir'i o Tanrı göndermiş, hırsızları ebediyen o Tanrı lanetlemiştir. Halkta en yaygın olan, o Tanrı'ya duyulan inançtır. Mülkiyeti etkili bir biçimde koruyabilecek biricik inanç odur.
Sayfa 390Kitabı okudu
....insanın insan tarafından sömürülmesi devam ettiği sürece, mutluluk ve mutsuzluk dağıtan insan üstü bir varlığa duyulan inancın nesnel şartları da devam eder.
Sayfa 251Kitabı okudu
Maurice Thorez
Tıpkı kelebeğin kozasından çıkması gibi, sosyalizm de kapitalizmden çıkacaktır.
Almanlar'ın sürdükleri kimselere zulmeden Alman S.S.'i, aslında onun kendi içinde uyuklar durumda bulunabilen insanlık duygusuna zulmetmektedir. İnsanlığı başkasında ayak altına alarak, aynı insanlığı kendi içinde de ayak altına almış olur. İnsanda olan en iyi şey tanrıların verdiği bir şey değil, insanlık tarihinin fethi olan şeydir. Yani, dejenere burjuvazinin her gün tehlikeye attığı fetih... Bunu yaparken, atom bombası onun için sebep, dolar ise, vicdan, şuur yerine geçer. Ve işte bunun içindir ki, avukat Emmanuel Bloch, Rosenberg'lerin idam cezasının infaz edildiği günün akşamı "Bizi hayvanlar yönetiyor" diye haykırırken hiç de haksız değildi.
Biz böyleydik işte; halkımız bizi ölünce hatırlıyordu, yaşarken birbirimizin mezarını kazıyor, ölümden sonra da karalar bağlayıp birbirimizin mezarı başında taziyeye oturuyorduk.
Sayfa 442Kitabı okudu
Reklam
Osmanlının hoşgörüsü, insanlığı
Tahir Axeye Mamo'nun evini yaktılar, dedi bir süre sonra çoluk çocuğuyla birlikte. Ona durumu söylemeliyiz. Apê Oxir'ın da evini vaktı askerler, hem de içindekilerle birlikte, kimsenin dışarı çıkmasına izin vermediler. Ona da anlatmalıyız olan biteni. Mir Maro'un evini de... Fakat en kötüsü Bıro, nasıl anlatsam, Mam Sefo'nun içinde bulunduğu durum hiç de iyi değil, nasıl söylesem, Mam'ın da evini yakıp kül ettiler, hem de içindekilerle birlikte. Cizre ve diğer şehirlerde isyana katılan daha birçok ailenin evini yaktılar.
Sayfa 275Kitabı okudu
Sivas'ta ve Sivas'tan sonra yaşadıklarım, bana olaylardan ve felaketlerden sonra oluşan tarihin, kazananların sesiyle biçimlendiğini öğretti. Zafere yol açan top ve tüfek sesleri, aynı zamanda sözü de egemenliği altına alıyor ve sözün üzerinde de zaferini ilan ediyordu. Kazanan güçler, sadece düşman güçleri yenilgiye uğrat- makla kalmıyor, aynı zamanda mağluplara ait sözün gücünü de yenilgiye uğratıyordu; böyle bir durumda sadece insanlar değil, sözleri de esir düşüyordu; olaylar yaşanıyordu, fakat hemen arkasından o olayları anlatan söz, çok farklı biçim ve muhtevalarda duyuluyordu; ne olay herkes için aynı olay oluyordu, ne de söz, hikaye ve tarih; çoğu zaman, olaylardan sonra duyduğumuz veya okuduğumuz söz, hikayeler ve tarih, dilleri kilitli olanların değil, tam tersine dillere kilit vuran ve zaferi kutlayan orduların, zabit ve komutanların sözü, hikayesi ve tarihiydi.
Sayfa 261Kitabı okudu
tütünü unutmuş...
Kadir bilen dinleyiciler, çocukluk günlerimde Mam Sefo, anemli bir şey söylemek istediği zaman, küpe yap, kulağına tak, dendi. Ben de şimdi sizden, küpe yapıp kulağınıza takmanız gereken bir şey söyleyeceğim; dünyada hiçbir şey aşk, sevgi, sevişme ve onun sonunda yatılan uykuya benzemez. Aşk zamanı, sevişme sonrası yatılan uyku vakti, kimsenin eline kolay kolay geçmeven cennet zamanlarıdır ve öyle bir zamanı ele geçirirseniz eğer, kaçırmayın, sığının ona; arzuladığınız beden yanınızdadır, onu seviyorsunuz, onunla birleşiyor, şehvet sonrası iniltiyle gevşeyip yanına yatiyor ve yavaş yavaş uykuya ve derin rüyalara gömülüyorsunuz. Dünyada bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Ruh ve yüreğin en çok huzura kavuştuğu an, bedenlerin birleşmesinden sonraki dinlenmedir, dinlemeden sonraki uyku ve rüyaların verdiği huzur da anlatılmaz bir şeydir. Dünyayı, hayatı, duyguları, renkleri, sesleri, sedayı ve sezgileri değiştiren, insanı yeni doğmuş gibi sade ve çıplak bir dünyaya götüren o sevişme sonrası anlar, o rüyalar, bazen dingin ve berrak, bazen de önümüzdeki gecelerde size sözünü edeceğim Karadeniz'in dalgaları gibi kudurgandır; coşkulu bir sevişme sonrasının uyku ve rüyaları, içinde farklılığı, düşmanlığı, rekabeti, karşıtlığı barındırmayan, berrak ve dingin bir denizdir; herkes birdir, bütün renkler benzerdir, bütün sesler aynıdır ve içinde sadece mutlulukla başarı vardır.
Sayfa 119Kitabı okudu
Dünya gazap olmuş üstüne gelmiş, belki nedenini onun da bilmediği bir ferman, onun, ahalisinin, ailesinin üstüne gelmiş, hepsinin katli vacip görülmüştü. Kılıç darbesinden tesa- düfen kurtulmuş ve hayata tesadüfen dönmüş kıza çıkartılan ferman şöyle buyuruyordu; ne senin ne de sizin kendi topraklarınızda, atalarınızın yurdunda yaşama hakkınız yok, yeryüzünde senin ve sizlerin hiçbir insani hakkı yok, sen ve sizler ne burada, ne ya de başka yerde yaşayamazsınız, ne buradan, ne de başka bir yerden gidebilirsiniz, ne ülke senin ülkendir ne de toprak senin toprağındır, onun için senin ve sizlerin tek bir hakkı var, ölüm; taziyesiz, mezarsız, sözsüz, elvedasız kayboluş.
Tanrı misafiri, inanışı ve dini ne olursa olsun her yerde Tanrı misafiriydi ve bütün kapılar ona açıktı.
Sayfa 172Kitabı okudu
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.