Zorba bir rejim altında yaşayan sanatçı, <<sanat icin sanat>> akımında kendine bir korunak arar. Düşünce adamı bir ilkenin arkasına sığınır, böylece hürriyetsiz bir ülkede hürriyetini ilan etmiş olur.
Başkaldırı, yaşamımızdan geriye hiçbir şey kalmadığı duygusu bastırdığında, son yaşama nedenimiz olduğunda ve Sartre' nin deyişiyle; "insanın yaşamını rastlantıdan koparması" nın son girişimi olduğunda, en subjektif ve en az paylaşılan eylemimiz ve tavrımız değil midir?
...zaferin sahibi savaşanlar değil krallardı ve yenenler tanrılarla eşdeğer tutulurken zayıflar tanrılar katında bir görünenlerdi. Imtiyazlar tanrıların var olmadığını biliyordu, çünkü tanrı maskesi takanlar kendileriydi.