Zeynep Merve Dayan

Zeynep Merve Dayan
@Wkrizatem
481 syf.
·
Puan vermedi
"Az bile yapıyorum" dedim. "Aramızdaki temel fark ne biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!" Peki sen ne görüyorsun? "İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan." Bu cümleleri kitabın sayfaları arasında bulduğumda, yıllardır her okuduğumda tekrar tekrar aynı düşüncelere yönlendirenin beni Livaneli olduğundan habersizmişim meğer... keşke önceden bilseymiş, o kadar övgüyle anılan bu kitaba daha önce erişseymişim. Her bir sayfası, her bir bölümü, tamamı ile dopdolu ve bambaşka, başka bir kitap bulabilmenin umuduyla devam edeceğim okumalarıma. Maya, Kerem, Ahmet, Süleyman, Wagner, Nadia ve Azrail... Ve her bir karakteriyle ayrı ayrı bağdaştığım Serenad. Her biri kendi başına apayrı bir hikaye taşıyor, dinlemek isteyenler için. Ve biz de ancak okuyarak ve anlayarak derinden hissedebiliyoruz bu yaşamları içimizde.. "Onların başına gelenleri anlatmaya karar verdim. Çünkü ancak hikayesi anlatılan insanlar var oluyordu." Hikayesi anlatılmayan nice yaşamlar geçip ve gitti yeryüzünden elbette keşke her birini anlamaya, incelemeye vaktimiz ve imkanımız olabilseydi diye düşünmeden edemiyor insan. Ancak her ne kadar yetişmemiz mümkün olmasa da hepsine en azından profesör ve Nadia' nın hikayesine bir göz atın derim...
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,7bin okunma
Reklam
198 syf.
5/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
"Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, her istediğimde onu arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir" Bu cümlesiyle aslında kitap kendi içinde kendisiyle ilgili bir puanlamaya gidiyor diyebiliriz. Ben de muhtemelen diğer birçok kişi gibi büyük beklentilerle okumaya başladım kitabı. Kitabı elime aldığım ilk andan itibaren yazım dili beni o kadar etkiledi ki kitabı hiç bırakmak istemedim ve bir günde bitirdiğim bir kitap oldu. Kitap bir şaheser miydi? Asla değil. Ancak 16 yaşında bir çocuğun ağzından da olsa öyle güzel tespitlere yer veriyordu ki keyifle okuttu kendini. O hemen her paragrafın sonunda yaptığı "İnsanlar zaten hep ....dir" ya da "Benim de derdim bu işte ...." Diye kurduğu cümleler bana kendimi hatırlattı:) bunların dışında Holden ile tercihlerimizin de birbirine uyumu ve yaşamı algılayış biçimi kendini onunla eşlememe neden oldu ve kendime şu soruyu sormadan edemedim:) acaba ben bir ergen miyim hala yoksa biz ergenlik çağındaki çocukları fazla mk ötekileştiriyoruz.. velhasıl kitap hakkında her ne yorum yapılmış olursa olsun ve kitap sonuç itibariyle bir yere varmamış olsa da ben Holden ile yakın arkadaş olmayı ve onu her istediğimde arayıp sohbet edebilmeyi isterdim.
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,8bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
Hey, Cesur Yeni Dünya! Tüm kötülüklerden ve mutsuzluklardan arınmış, herkesin 'işinde gücünde olduğu' yepyeni bir dünya.. Aile kavramının eski bir lanet gibi anıldığı, cinselliğin çocuk yaşta başladığı ancak hiç kimsenin anne baba olamadığı garip bir dünya.. sahip olduklarımızla mutlu olduğumuzu sandığımız ancak bu mutlulukların da farkında olmadan bize en küçük halimizden büyüyünceye kadarki şartlandırmalardan oluştuğunu fark edemediğimiz, aslında yaşadığımızı, hayatın tadını çıkardığımızı sanarken tüm dünyamızın bir çocuk parkındaki kum havuzu misali kısıtlı bir özgürlükten ibaret olduğunu kavrayamadığımız dünya.. öyle bir dünya ki tüm insanlık, 3 parçaya bölünmüş halde yaşamaktadır. Çeşitlilik ne kadar fazla olursa olsun, kimsenin Alfa, beta ya da epsilon olmaktan başka bir seçeneği yoktur. Seçenekler arası geçişse kimsenin yüzyıllardır aklına bile gelmeyen bir şeydir. Çünkü henüz döllenmeleri bile yapılmadan oluşacak embriyonun hangi sınıftan olacağı bellidir ve yaşamı boyunca bu şekilde şartlandırılmıştır. Ancak yine de tek tük 'asi'ler çıkmakta, onlar da toplum 'düzenini' bozmasınlar diye kendileri gibilerin olduğu adalara gönderilip daha üst seviyelerde görev almaktadır. Kitabı okurken zihnimden atamadığım, düşünüp durduğum iki husus var ki sizin de düşünmenizi istiyorum: Hangi şartlar altında olursa olsun düşünen insanın en üst mertebede olması ve bunun sürekli vurgulanması sadece bir tesadüf müdür? Bizler en erken yaşlarımızdan şu ana kadar nasıl ve nelere şartlandırılıyoruz?
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202124 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
331 syf.
·
Puan vermedi
"Bazı umutlar, çılgınlıktan başka bir şey değildir. Şöyle söyleyeyim, o tür umutlarım olmasaydı yaşamaktan çoktan vazgeçerdim.." Nedir peki bu umutlar? Herkesin içinde sakladığı gizli bir ceset var aslında ve yine herkesin içinde o cesedin bir gün ya gömüleceğine ya da dirileceğine olan umudu... Oysa biz, kendimizden başka kimseyi görmüyoruz ki diğerlerinin içinde taşıdığı cesetler gün yüzüne çıkabilsin:( Taa ki bizim de içimiz de bir şeyler ölmeye başlar, işte o zaman çareyi diğer insanlarda ararız. Oysa onlar hep oradadır, tıpkı dünyaya gözümüzü açtığımız ilk andan beri şükürsüzce ve şuursuzca kullandığımız dünyanın diğer nimetleri gibi. Yalnızca biz, farkında değilizdir. O kadar görmeyiz, öyle dikkat etmeyiz ki şeylere ve kişilere, gün sonunda görebildiğimiz sonunda hiçbirşeydir. Aslında böyle böyle yalnızızdır her zaman. Ve yalnızca ihtiyacımız olunca idrak ederiz yalnızlığımızı.. Karışık kelimeler, karışık cümleler, anlatmak isteyip de betimleyemediğimiz onlarca his. Hepsini kitabın içinden çekip çıkarabilir bulmak isteyen, bulabilir görmek isteyen. Geç okuduğum için pişman olmadığın kitaplardan çünkü tam zamanında okunması gerekenlerden. İyi okumalar.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"insanlar gereksiz! Dünyayı, kendileri gibilere yer kalmayacak hale yine kendileri getirdiler.." Ne çok şey yapıyoruz, ne çok yenilik! Getiriyoruz yaşamı sözde iyileştirmek adına, ne çok şey üretiyoruz. Daha iyi bir gelecek inşa etmek adı altında şu ânımıza zulmediyoruz, bilmiyoruz. 'Zamandan tasarruf etmek' için kendimizi, içimize hapsediyoruz ve işte mutsuz, yorgun, gelecekten umutsuz ve en nihayetinde kendine bile vakti olmayan bireyler haline geliyoruz. İçimdekileri eksiksiz olarak buraya dökemeyeceğimi, döksem de bir yerde bir fayda sağlayamayacağımı bildiğimden, bu kadarıyla yetinmekte fayda görüyorum. Momo, modern dünyanın içinde kıvranıp durduğu çıkmazı sosyal hayatta kullandığımız birçok şey olarak adlandırabileceğimiz 'duman adamlar' benzetmesiyle bizlere aktarıyor. Her sayfası, her cümlesi ve hatta giginin anlattığı uydurma hikâyelerinde dahi kendimizden bir parça bulup dudak bükerek kafa sallayabileceğimiz tespitlerle dolu bir kitap, okuduğum en güzel kitap mıydı bilemem, ancak kesinlikle her isteyene şiddetle önerebileceğim bir kitap..
Momo
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,6bin okunma
Reklam