Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... Ne aradığımızı bilmeden aramak... Şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükûnet içindeyim... Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?
Hayat herhalde bir katakulli değildi. Ama neydi? Bu hayatın bir manası olmak icap ederdi. İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.
Yaşlılık ikinci çocukluk mudur yoksa çocukluk ikinci yaşlılık mıdır?
Evet, elbette biliyorum bu sözün böyle olmadığını ama kitabı okuyunca zaman geriye doğru işliyor. Yaşlı doğup bebek ölüyoruz. Yani en azından Benjamin Button için böyle oldu.
Sürekli ne genç ne yaşlı ne çocuk ne de bebek kalabiliriz, her evremizde öğrendiğimiz bir şeyler var, var da ne bebekken bu bilgilere sahibiz ne de ölürken.
Günümüzde "sürekli genç kalma" yaşlılığı hüküm sürmekte ama Benjamin buna sahipken sürekli kaybetti. Her yaş her deneyim zamanında güzel.
Benim için komik bir hikaye oldu, 50 sayfa olduğu için hikaye diyorum, umarım siz beğenirsiniz.
Zamanda kalın.
Bay Dicaprio' yu izlemeye gidiyorum.
"YAŞAMLA ÖLÜM ARASINDA BİR KÜTÜPHANE VAR," DEDİ, "BU KÜTÜPHANEDEKİ RAFLAR SONSUZA KADAR GİDER. HER KİTAP YAŞAMIŞ OLABİLECEĞİN BAŞKA BİR HAYATI YAŞAMA ŞANSINI SUNAR SANA. FARKLI SEÇİMLER YAPMIŞ OLSAN, ŞU AN NASIL BİR HAYATIN OLACAĞINI GÖRÜRSÜN...
PİŞMANLIKLARINI TELAFİ ETME ŞANSIN OLSAYDI, BAZI KONULARDA FARKLI DAVRANIR