Kitaptaki ana karakterimiz Dirk Bukowski, bir bankanın Şube Müdür Yardımcısı, evli ve 5 yaşındaki Kevin'in babası. Sosyal ağda vakit geçirmek için bir akşam oturum açtığında, önüne "Bir dilek tut!" yazan bir pencere açılıyor Dirk'in buna cevabı ise "Ben zaten her şeye sahibim" oluyor.
İşte bundan sonra kabus başlıyor !!
Hikayede ; psikopat ancak zeki ve teknoloji dehası bir adamın eline düşmüş bir kurbanın, kariyerini, yaşam standartlarını , hayatında bir şekilde yer almış insanları en önemlisi ailesini nasıl kaybettiğini, böyle bir durumda bir insanın yapabileceklerinin sınırını belki de sınırsızlığını okuyorsunuz. Dirk'ten önce yine bu psikopatın tuzağına düşmüş insanların neler yaptığın görüp daha bir geriliyorsunuz. Mesela bir önceki adam bir yazılım şirketi sahibi idi ve toplantıda tüm çalışanlarını ve en sonunda da kendini öldürdü.
Aksiyonu, gerilimi bol bir kurgu. Sürükleyici , labirentleri bol , merak duygunuzu daimi yüksek seviyede tutan bir hikaye ama bilindik bir konu. Sonunda söyle "vayy bee" , "hadi canımmmm" gibi bir son bekliyorsanız öyle olmuyor.. En azından maalesef ben öyle hissedemedim.
Bu tarz kitapları seven arkadaşların daha önce benzerlerini mutlaka okumuş olduğunu tahmin ediyorum ama yine de bence şans verilmeli. Kesinlikle zaman kaybı olmadığını söyleyebilirim.