Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeh RA

Zeh RA
@Yadokari
Başarının sınırlarını fark ettiler. Hala korkuları, takıntıları, suçluluk ve utanç duyguları var. Dünya üzerindeki bütün Porche ve Prozac'ların onlara aradıkları huzuru vermeyeceğini anladılar.
Reklam
Zeh RA

Zeh RA

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Cehennem
CehennemDan Brown
8.7/10 · 25,9bin okunma
"Eskiden, İsa'dan önceki zamanlarda Anka diye aptal, lanet olası bir kuş vardı; her birkaç yüzyılda bir odun yığıp kendini yakardı. İnsanın birinci dereceden akrabası olsa gerekti. Ama kendini her yakışında, küllerinden fırlayıp yeniden doğardı. Görünüşe bakılırsa biz de aynı şeyi tekrar tekrar yapıyoruz ama bizde Anka'nın asla sahip olmadığı lanet olası bir şey var. Lanet olası, aptalca bir şey yaptığımızı biliyoruz. Bin yıldır yaptığımız tüm lanet olası, aptalca şeyleri biliyoruz; bunu bilmeye devam edersek ve hep aklımızda tutarsak, lanet olası cenaze ateşleri yakıp ortalarına atlamayı günün birinde keseceğiz. Her nesilden, hatırlayan birkaç kişiyi daha seçiyoruz."
Sayfa 191 - GrangerKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Herkes ölünce ardında bir şeyler bırakmalı, derdi dedem. Bir çocuk, bir kitap, bir tablo, inşa edilmiş bir ev veya duvar, yapılmış bir çift ayakkabı. Veya ekilmiş bir bahçe. Elinin bir şekilde dokunduğu bir şey, öldüğünde ruhunun gideceği bir yer olsun diye; böylece insanlar ektiğin o ağaca veya çiçeğe baktığında, sen orada olursun. Ne olduğu önemli değil, dokununca onu değiştirdiğin ve ellerini çektiğinde sana benzeyeceği bir şeye dönüştürdüğün sürece, derdi. Sadece çim biçen adamla bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır, derdi. Çimleri biçen adam orada hiç olmamış gibidir; bahçıvansa bir ömür boyu orada olacak."
Sayfa 184Kitabı okudu
Güneş her gün yakıyordu. Zaman'ı yakıyordu. Dünya hızla çember çiziyor ve kendi ekseni etrafında dönüyordu, zaman da Montag'dan yardım almadan seneleri ve insanlanı yakıyordu zaten.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Bir insan kaç kez dibe vurup da yaşamayı sürdürebilir?
Sayfa 157Kitabı okudu
Sonsuza dek yaşayacaklarına öyle eminler ki. Ama sonsuza dek yaşamayacaklar. Bütün bunların uzayda güzel bir ateşle yanan, ama eninde sonunda bir yere çarpacak, alevler içinde, devasa, kocaman bir meteor olduğunu bilmiyorlar. Onlar alevleri, güzel ateşi görüyor sadece..tıpkı önceden senin gördüğün gibi.
Sayfa 127Kitabı okudu
Kitaplar aptal, salak olduğumuzu bize hatırlatmak için var. Onlar gösteri alayı caddeden gürültüyle geçerken Sezar'a "Fani olduğunu hatırlat Sezar" diyen muhafız kıtası gibiler.
Sayfa 108Kitabı okudu
202 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury
7.9/10 · 89,8bin okunma
Böyle kitapların bu kadar önemli olmasının sebebini biliyor musun? Çünkü nitelikliler. Nitelik sözcüğünün anlamı nedir peki? Bana göre doku demektir. Bu kitabın gözenekleri var. Özellikleri var. Bu kitap mikroskopla incelenebilir. Camın altında, sonsuz çoklukla akıp giden hayatı görürsün. Gözenekler ne kadar çok olursa, bir sayfaya santimetrekare başına o kadar çok sayıda doğru kaydedilmiş hayat ayrıntısı sığdırabilirsin... o kadar 'edebi' olursun. En azından benim tanımım bu. Ayrıntıları anlatmak. Taze ayrıntıları. İyi yazarlar hayata sık sık dokunur. Vasatlarsa elini hayatın üstünden çabucak geçirir. Kötüler hayata tecavüz eder ve onu sineklere bırakır. "Kitaplardan bu kadar nefret edilmesinin ve korkulmasının sebebini şimdi anlıyor musun? Onlar hayatın yüzündeki gözenekleri gösterir. Rahatına düşkün insanlar balmumundan aya benzeyen, gözeneksiz, tüysüz, ifadesiz yüzler ister yalnızca. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki çiçekler bereketli topraklarda iyi yağmurlarla büyümek yerine çiçeklerden beslenerek yaşamaya çalışıyor. Havai fişekler bile, onca güzelliklerine karşın toprağın kimyasından geliyor. Ama çemberi tamamlayıp gerçekliğe geri dönmeden, çiçekler ve havai fişeklerle beslenerek büyüyebileceğimizi sanıyoruz nedense."
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Bir şeyin nasıl yapıldığını değil neden yapıldığını öğrenmek istiyordu.
Kitaplar unutmaktan korktuğumuz bir sürü şeyi depoladığımız kapların bir türüydü yalnızca. Hiç sihirli bir tarafları yok. Sihir sadece kitapların söylediklerinde, evrenin parçalarını nasıl dikerek bizim için giysi haline getirdiklerinde.
Sayfa 105Kitabı okudu
Çivi ve tahta olmadan ev inşa edemezsin. Bir evin inşa edilmesini istemiyorsan çivilerle tahtaları sakla. Bir insanın siyasi açıdan mutsuz olmasını istemiyorsan, bir meseleyi iki farklı açıdan sunma ki kaygılara kapılmasın; tek bir açıdan sun. Daha da iyisi, hiçbir açıdan sunma. Bırak savaş diye bir şey olduğunu unutsun. Hükümet verimsizse, kadroları fazla sişkinse ve vergi manyağıysa, insanların onunla ilgili kaygı duymasındansa hükümetin bunların hepsi birden olma- sı daha iyi. Huzur, Montag insanlara en popüler şarkılarn sözlerini, eyalet başkentlerinin isimlerini veya lowa'da geçen sene ne kadar mısır yetiştiğini hatırlayarak kazanacakları yarışmalar vereceksin. Onları yanmaz verilerle dolduracaksın, gerçekleri boğazlarına tıkıştracaksın, öyle ki kendilerini tıka basa doymuş ama onca veri sayesinde kesinlikle zeki hissedecekler. O zaman, düşündükleri hissine kapılırlar... Hareket etmedikleri halde hareket ediyormuş gibi hissederler ve mutlu olurlar, çünkü o türden gerçekler değişmez. Onlara bir şeyleri yorumlamaları için felsefe veya sosyoloji gibi kaygan zeminli şeyler vermeyeceksin. O yol melankoliye çıkar. Bir televizyon duvarını söküp takabilen herkes (ki bugünlerde çoğu insanın yapabildiği bir şey bu), insana kendini hayvansı ve yalnız hissettirmeden ölçülmemekte veya denklemleştirilmemekte direnen evreni sürgülü cetvelle ölçüp denklemleştirmeye çalışan herhangi bir insandan daha mutludur. Bunu biliyorum, çünkü denedim; cehenneme kadar ayolu var.
"Dün gece, son on yılda kullandığım onca keroseni düşündüm. Kitapları da düşündüm. Ve o kitapların her birinin ardında bir insan olduğunu ilk kez fark ettim. Onları düşünüp yazmak için epey zaman gerek. Bu daha önce aklmın ucundan bile geçmemişti." Yataktan kalktı. "Bir insanın etrafındaki dünyaya ve hayata bakarak bazı düşüncelerini yazıya dökmesi belki bir ömür sürdü; sonra ben geldim ve iki dakikada bam! Her şey bitti."
Çünkü bu bilmediği birinin, sokaktaki bir yüzün, gazetedeki bir fotoğrafta yer alan görüntünün ölümü olacaktı ve bu ansızın öyle yanlıştı ki Montag ağlamaya başlamıştı. Ölüm sebebiyle değil, ölüme ağlamama düşüncesi sebebiyle ağlamıştı, aptal ve boş bir kadının yakınındaki aptal ve boş bir adamdı, aç yılansa Mildred'ı daha da boş kılmıştı.
98 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.