Ona göre hayat, artık, insanın en büyük bir eğlenceyle çok şey öğrendiği bir oyundu ve içinde herkesin yaşamaktan korktuğu şu dünya, gerçekten en eğlenceli oyuncaktı.
Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret. Bırak dünyanın haritasını yapmayı! Daha hayattayken bir taşı bir taşın üstüne koy. Gülleri ve bülbülleri göremeyip gün boyu evinde oturan adam Dünyanın kendisini hiç görebilir mi?
Bu gibi "her şeyi bilen bey"lere bazen, hatta sık sık toplumun belirli katlarında rastlamak mümkündür. Her şeyi bilir bunlar. Çağımızın düşünürlerinin de belirtebileceği gibi, böyle kişiler, hayatın daha önemli sorunlarına ilgi duyacak yeterlilikte olmadıkları için huzursuz bir merak ve başka yetenekler taşıyan zekalarını belirli bir alana yöneltirler.
...oysa gerçekten özlediğim şeydi ölüm! Benim gereksindiğim, benim aradığım bir başka mutsuzluktur; tutkuyla acı çekmemi ve hazla ölmemi sağlayacak bir mutsuzluk.
Yalnızlık bağımsızlıktır, yalnızlığı arzulamış uzun yıllar içinde onu ele geçirmiştim. Soğuktu bu yalnızlık, orası öyle, ama sessizdi, yıldızların içinde dolanıp durduğu uzay gibi harikulade sessiz ve büyük.