“.. beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba? Ne yazık ki savaştan geriye kalan pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dahi gücü yetmez…”
Yaşadığımız yüzyılda böylesine gerçek bir hadisenin olması aslında insanın tekrar yaşanmayacağı konusunda emin olmasını engelliyor. Kin, nefret, intikam insanların hayatlarında nelere mal olduğunu gözler önüne seren sarsıcı bir roman. Sırpların I. Kosova Savaşı intikamını Boşnaklardan almak için başlattıkları savaşta Boşnak bir geç kızın yaşadıklarını anlatıyor. Bu sadece bir tanesi ve bu hikayeye benzer hatta daha da fazlasını yaşadığını tahmin edebileceğimiz on binlerce insan. Savaşlar bana hep şu sözü hatırlatıyor; “filler tepişir çimler ezilir.”