'Aşık der incitenden / İncinme incitenden / Kemalde noksan imiş. / İncinen incitenden.'
Bunu ben bir diş hekiminden dinledim. Ona da Alvarlı Efe söylemiş. Bu dizeleri bana incinmişliğinin dip müziği olarak fısıldadı. Dedi ki: Dünya incitenlerle dolu. Ama olgunluk incinmemeyi bilmekte. Kin tutmamakta. Bağışlamakta. Şimdi içimde yün eğirir gibi bir sabır eğiriyorum kendime. Sövene dilsiz gerek diyerek. Öfkenin kor ateşini, içimin dehlizlerinde soğutup adam ederek. İnsan bu, bir sözden, bir halden, bir dudak kıvrımından inciniyor. Bazen bir susuştan, bir dalgınlıktan inciniyor. 'Bir bulutun yer değiştirmesinden' alınıveriyor. Sen ol ki incinmemeyi başar. Sen ol ki inciten senin yüzünde yeni bir hayatı okusun. Ol ki öfkeden oklar saplanmasın ruhuna, ol ki intikam seni esir almasın. İnciten ne yaptığını bilmiyor ama bak sen biliyorsun. Bırak kin kindarların, hınç zalimlerin, kötülük kötü kalplilerin olsun.
'