Yase

Ve bir zamanlar hayatta kalmak, kendi başına bir sonmuş gibi gelirdi. Ama şimdi... İtiraz götürmez bir zorunluluk gibi görünmeye başlamıştı. Ne için hayatta kalmıştı ki?
Reklam
Ama durum bu değildi; kendimi savunma yöntemi değildi. Sadece Simon'ı yeterince sevmiyordum. Onu olması gerektiği şekilde sevmiyordum. Belki ben bu tür sevgiye sahip değildim; belki kusurluydum. Eğer sorun buysa, Simon'ın yanında da kalabilirdim, değil mi? Benden bunu istiyorsa? Herkes benden bunu bekliyorsa? Fark yaratabileceğim tek konu buysa?

Reader Follow Recommendations

See All
"Biz neden buradayız, Lucy? Birçok kişi reddedilirken?" "Çünkü biz en güçlü olanlarız. Büyüyü nasıl kullanıp idare edeceğimizi öğrenmek bizim için önemli." "O kadar önemli mi? En güçsüz olanlara öğretmek daha önemli olmaz mıydı? Sahip olduklarını kullanmalarına yardım etmek? Sadece şairlere mi okumayı öğretmeliyiz?"
Savaştayız diye yaşamayı bırakacak halimiz yok.
Reklam
"Merhaba deme, Simon," demişti. "Çünkü sonra hoşça kal demek zorunda kalırız ve ben vedalara dayanamıyorum."
Ama yine de kendime iyi şeyleri düşünme hakkı tanımıyordum. İyi şeyleri özlemek insanı delirtirdi
Ne kadar hayal kursan da gerçeğe dönüşmeyebilir. Yine de hayal kurmaya devam edersin.
Sayfa 123Kitabı okudu
Keşke onu korkmadan daha çok sevebilseydim.
Sayfa 120Kitabı okudu
Sizi bahtiyar ediyorsa kapıldığınız duygunun gerçek olup olmamasının ne önemi var? İnanmak kafiydi. Tartıştıkça, düşündükçe, kurcaladıkça mutluluk zedelenir, bir yerlerinden yara alırdı, bir de bakmışsınız eriyip gitmişti o güzel günler avuçlarınızın arasından. Ne zaman başladığını görmediğiniz, ne zaman sona erdiğini fark etmediğiniz şu kar yağışı gibi.
Sayfa 534Kitabı okudu
Reklam
Şairlerin bal şarabı
Şiirin kaynağının ne olduğunu merak ettiniz mi hiç? Söylediğimiz şarkıların ve anlattığımız öykülerin ilhamının nereden geldiğini? Bazı insanların nasıl muazzam, mahir ve zarif düşler kurduğunu ve Güneş doğup batmaya, Ay büyüyüp küçülmeye devam ettiği sürece bu düşleri nasıl mırıldanılacak, dilden dile dolaşacak şiirler hâlinde dünyayla paylaştığını kendinize sordunuz mu? Bazılarının çok güzel şarkılar, şiirler ve öyküler yazmasına karşın bazılarımızın da bunu beceremiyor olmasına kafa yordunuz mu? Bu, çok eskilere dayanan bir hikâye ve ilk olarak kimin anlattığı bilinmiyor: İçerisinde cinayet, aldatmacalar, yalanlar ve ahmaklıklar, kandırmacalar ve kovalamacalar var. Kulak kabartın.
Sayfa 113Kitabı okudu
Artık biliyorsunuz: İşte tanrılar hazinelerine böyle kavuştu. Loki'nin suçuydu hepsi. Thor'un çekici dahi Loki'nin suçuydu. Loki'yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minnettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minnettar kalırdınız.
Odin, Vili ve Ve, dev Ymir'i öldürdü. Öldürülmesi gerekiyordu. Alemler yaratmanın başka yolu yoktu. Bu her şeyin başlangıcıydı; ölüm, tüm yaşamları mümkün kıldı.
Sadece hastaneler hakkında mı? Tarihçiler hakkında da korkunç şeyler duyuyorduk, politikacılar hakkında da, askerler hakkında da, hatta mimarlar hakkında da... Bu ülkede hakkında kötü şeyler duymadığımız hiçbir meslek grubu, vatandaş kümesi, sosyal sınıf kalmamıştı ki. O halde yapmamız gereken katlanmaktı. Katlanmayı mümkün kılan bir tek etken vardı: İyimserlik. Bir de felsefesi vardı bu saçmalığın: İyi düşünürsen iyi olur. Yahu, ölmüş sevgilim ben iyi düşününce canlanıyor mu? Aç insanların karnı mı doyuyor? Yeryüzündeki acılar sona mı eriyor? Ama inanıyor buna insanlar... Üstelik işe de yarıyor.
Sayfa 222Kitabı okudu
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.