Nalını çaktım beyaz atın,
Tımarını elimle çektim.
Huysuzluğu tuttu biraz atın,
Yoksa çoktan gidecektim.
Haber saldım ağaya beye,
Üç defa mektup çektim.
Gelme dediler, gelmesem,
Daha çok kirlenecektim.
Bağladım sıkıca yuları,
Nazikçe attım eyeri.
Üç aşağı beş yukarı,
Belliydi akibeti değeri.
Şimdi dalın uzun rüyalara,
Özlerseniz gelirim gece,
Astım sazı çoktan boş duvara,
Ve sürdüm atı nihai göçe..
Up uzadıya, yol boyu bir park,
Ve bir bank var anılarla gark,
Yedi sene bir ömüre denk.
Ne kışı beklemiş ne de yazı,
Gide gele süpürülmüş tozu,
Kaldırımların, kesilmiş özü.
Yorgunum,
Hırpalanmışım, tahta bank misali,
Sevdadan, zorbalıktan..
Yorgunum,
Göçe varmış kuşlar kadar,
Kanat çırpmaktan.
Yorgunum,
Aslında var olup da,
Bir türlü olamamaktan.
Yorgunum,
Ve ben başka çare bulamıyorum,
Alıp ceketimi kaçmaktan.
Yaştın, yandın küle döndün,
Ottun, dövüldün una döndün,
Oldum dedin bir kula döndün,
Oysa sen kendine yöndün.
Topraktın sen, taşa döndün,
Umuttun sen, yaşa döndün,
Vardım dedin en başa döndün,
Sen, haricinde herkese yöndün.
Hasret çalsın kapını
Açama
Bak delikten usulca
Tanıma
Zaten bilmezsin
Kim o de, hasret desin
Kaçama..
O ki hasret
Dayanırsa kapıya
Kulu ol
Gitmez yatıya
Ben sana gönderdim
Sen ister kullan
İster çıkar satıya
İmkan varken genç ve özgürken
Ben bu sürgünler diyarında
Yine seni yaşıyorum gıyabında
Ben varım dünyanın en arkasında
Olmayışını bile kimseciklerle paylaşmıyorum
Ve en kötüsü sözde bende yaşıyorum
Sırça kalpli insanların arasında
Bahardan bir haber çiçek
Korkarım yine bahardan önce filiz verecek
Açacak açmasına da
Dolu değecek dalına ve ziyan olacak
Benzer şeyler bu çağla
Benzer şeyler insanlarla
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma
youtu.be/qARMrC-AMZk?si=...
Mevla’m kanat vermiş uçamıyorsun
Bu nefsin elinden kaçamıyorsun
Ruhsatî dünyadan geçemiyorsun
Topraklar başına vay deli gönül