Normalde kişisel gelişim kitabı okumak bende hayal kırıklığı bırakır. Ne kadar eksik olduğumu yüzüme vuruyormuş gibi gelir. Ama bu kitap okadar çok bizden ki okurken sayfaların nasıl geçtiğini bile anlamadım. Uzun zamandan sonra böyle bizim kültürümüzden bir kişisel gelişim kitabı okumak iyi geldi. Kitabın içinde bir Erzurum'lu olarak çok beğendiğim bir alıntıyı eklemek istiyorum.
Hem Şoför Mahalli, Hem Beş Kuruş
Rivayete göre, 1940'larda geçmiş bir olay: O zamanlar taşımacılık kamyonla yapılıyor. Bir kamyon yolcularını yüklenirken Erzurum yakınlarındaki Köprüköy'e gidecek bir yolcu gelir. Şöför ile yolcu arasında şu konuşma geçer:
Yolcu: "Dadaş, hele beni bir Köprüköy'e götür."
Şöför: "He geç."
Yolcu: "Kurban, kamyonun üzerine binmeyeyim, sovuktur, rüzgardır; şöför mehelline oturayım."
Şoför: " Tamam geç."
Yolcu: "Şoför mehelli kaç kuruştur?"
Şoför: "Yirmi beş kuruş."
Yolcu: "Ben beş kuruş versem olmaz mı?"
Şoför: "Dadaş, hem şoför mehelli hem Köprüköy hem beş kuruş; bu nasıl iş"
Demem o ki bizler de yolcu gibi hayat bizi hem şoför mahallinde, hem de Köprüköy'e beş kuruşa götürsün istiyoruz. Sizce de çok şey istemiyor muyuz. Sağlıcakla kalın.