“Leyla zaman hakkında son derece önemli bir gerçeği öğrendi: Tarık’ın babasının arada bir eski Peştun şarkıları çaldığı akordeon gibi, zaman da Tarık’ın yokluğuna ve varlığına bağlı olarak, uzuyor ve kısalıyordu.”
“Şüphesiz…” Çok defa cümlelerin başında dilimize musallat olan bu “şüphesiz” içinde kıvrandığımız şüphelerden hiç değilse sözle kurtulmak ihtiyacının ifadesi mi?
“Buna nasıl tahammül ediyorlar? Her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar?”