Nermin Yıldırım ' ı okumak. Baştan başlamaktansa sondan gitmek nasip oldu.
Son kitabı
Bavula Sığmayan bir öykü kitabı. Üç ayrı bölümden oluşuyor kitap. Adını içindeki bir öyküden almış. Bu öykü bavuluna neler neler sığdırmış: Aile ilişkileri, aşklar, aşk için yapılan fedakarlıklar, ötekileştirilenler, zorla yapılan evlilikler, şiddet, yitip gidenlere duyulan özlem, çocukluk düşleri, beklemekten vazgeçmeyenler, bitip de bitiremeyenler... Dolup da taşmış bu bavul.
İlk bölüm "Aile Yalanları"nda Belgin, Müzeyyen ve Kamuran'dan aynı ailenin aynı öyküsünü okuyoruz. İkinci bölüm "Dolunay Kaçıkları"nda üç farklı öykü karşımıza çıkıyor. Son bölüm "Kronos Aylakları"nda önceki bölümlerde yer alan öykülere göre daha minik öyküler var. Kitaptaki öykülerin çoğunda hep benzer tat kaldı dimağımda: Hafif tebessümlü bir hüzün.
Altıncı Koğuş taşrada bir akıl hastanesinde geçiyor. Hikaye iki kahraman ekseninde oluşturulmuş: İvan Dimitriç ve Andrey Yefımiç. İvan Dimitriç; epey bakımsız, neredeyse çürümeye terk edilmiş bir hastanenin akıl hastalarının kaldığı altıncı koğuştaki beş hastadan biri. Andrey Yefımiç ise hastanenin doktoru.
Ivan
Epey zaman önce bir doğum günümde hediye alıp okuyup kaybetmiştim. Sonrasında satın alıp kütüphaneme koydum ve tekrar okudum. Okullar da tatil olmuşken inceleme yazmaya vakit ayırmak istedim ve ilk incelememi bu kitap üzerine yapmak nasip oldu.
Stefan Zweig bu kitabı İkinci Dünya Savaşı dolayısıyla göç ettiği Brezilya'da kaleme alır. Eser New