Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza Kaplan

Beyza Kaplan
@Yebzaa
Öğretmen
Gazi Üniversitesi
35 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Ana sayfama düşen bu inceleme yazısını sonuna kadar okudum. O kadar doğru tespitler yapmış ki yazı sahibi. Ne zaman bir kitabevine girsem ilk baktığım bölüm çocuk kitapları olur. Çocuk edebiyatı günümüzde artık müstakil bir alan. Çok güzel eserler var çocuklar için. Ancak özellikle "bestseller" olarak geçen kitaplar gerçekten korkunç. İncelerken dehşete düştüğüm çok olmuştur. Şeytana tapan, içinde vahşice öldürülen karakter bulunduran, ensest ilişkiyi, pedofiliyi öven kitaplar bile var. Buradan çıkaracağımız ilk sonuç denetimlerdeki zaafiyetler olacaktır. Anne babalara ve öğretmenlere çok iş düşüyor. Ebeveynler iyi niyetle çocuğum yeter ki kitap okusun diye düşünerek istedikleri kitapları onlardan önce okumayarak belki de çocuklarına daha çok zarar vermiş oluyorlar. Öğrencisine okumadığı kitabı veren ve içeriğinden habersiz olan birçok meslektaşım da var. Çocuğun eline bir kitap vermeden önce o kitabın onun yaşına, seviyesine uygunluğundan emin olmamız gerekiyor. Çocuklar sandığımızdan daha kolay etkilenebiliyorlar çünkü. Yazı sahibinin bahsettiği kitap da böyle bir kitap, yine bir kitabevindeyken önümdeki üç küçük kızın hevesle bu kitabı aldıklarını gördükten sonra incelemiştim. Yaşları 14-15 olan o kızların bu kitaba heveslenmeleri çok normal. Anormal olan o yaş grubunun özelliklerini bildiği halde böyle bir kitap yazmak ve bu kitabı çocuğunun okumasına izin vermek. Estetik ve edebi açıdan güzel olan pek çok eser varken bu kitapları lütfen alternatif olarak bile görmeyelim. Okuma alışkanlığı önemli ama okunan kitap daha önemli. Yazı sahibine de bu platformda farkındalık yarattığı için teşekkür ederim.
Oğuz Aktürk

Oğuz Aktürk

@distopikokur
·
01 Eylül 2020 19:09
Gördüğünüzde 3390. Kilometreden Geri Dönmeniz Gereken Kitap
YouTube kitap kanalımda Beyza Alkoç'u ve 3391 Kilometre kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/2Ia6xxuNANg Bu kitap yorumuna yazar Beyza Alkoç'un Karantina serisine yazdığım kitap incelemesi için kendi Instagram hikayesinde paylaştığı düşüncelerini göstererek başlamak istiyorum:
Reklam
Sınavlar üzerine kurulan sistemin ve yanlış politikaların sonuçlarını ağır ödüyoruz. Merhameti, sevmeyi, insanlığı ve en önemlisi saygıyı bilmeyen "yığınlara" dönüşüyoruz. Bugün verdiğim kitapların, anlattığım derslerin tadı yoktu. Son on senede o kadar değiştik ve dönüştük ki içimizdeki umut, endişeden fırsatını bulup yeşeremiyor bir türlü. Çevresine, ülkesine hatta dünyaya sorumlu, saygılı, sevgi dolu insanlar yetiştirmek için çabalayan tüm meslektaşlarımın daha adil şartlarda baskılanmadan, itibarsızlaştırılmadan yaşamasını diliyorum. Öğretmenlik aldığımız tüm eğitimlerin ötesinde insan sevme becerisi, umarım eski saygınlığına ve hak ettiği değere kavuşur.
Beyza Kaplan

Beyza Kaplan

, bir kitabı okumaya başladı
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam ArayışıViktor E. Frankl
8.4/10 · 35,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Beyza Kaplan tekrar paylaştı.
"Yaşayışta sadelik, düşüncede ihtişam."
Beyza Kaplan

Beyza Kaplan

, bir kitabı okumaya başladı
Birlikte İyileşeceğiz
Birlikte İyileşeceğizYeşim Temel Özcan
10/10 · 4 okunma
Reklam
296 syf.
8/10 puan verdi
Kütüphanemde olmasını istediğim ve okumayı ertelediğim kitaplardan biriydi. Sindire sindire görece daha müsait olduğum bir zaman diliminde okumayı tercih ettim, doğru karar vermişim. Bu kitabı okumaya başladığımda bir kadın olarak, hayatımın hatırlamaya başladığım yıllarından itibaren neler yaşamışım, nelerle karşılaşmışım düşüncesi hakimdi
Mizojini - Dünyanın En Eski Önyargısı
Mizojini - Dünyanın En Eski ÖnyargısıJack Holland · İmge Yayınları · 2019301 okunma
Kadınların davranışlarını düzenleyen yasalar, Hesiodos'un mizojini mecazının toplumsal bir gerçeklik haline gelmesinin en açık ve en çarpıcı göstergesidir. Yasal olarak Atinalı bir kadın, bir çocuk gibi yaşamı boyunca bir erkeğin vesayetinde kalmıştı. Evini sadece bir nezaretçinin eşliğinde terk edebiliyordu. Çok ender olarak kocasıyla birlikte yemeğe davet ediliyor ve kendi evinde ayrı bir bölümde oturuyordu. Herhangi bir resmi eğitim görmemişti. Filozof Demokritos, "Bir kadın düşünmeyi öğrenmemeli çünkü bu kötü sonuçlar doğurur." uyarısı yapmıştı. Ergenlik çağına erişen genç kızlar hemen evlendiriliyorlardı, hem de çoğunlukla kendilerinden en az iki kat daha yaşlı erkeklerle. Büyük yaş farkı, yaşam deneyimlerinin azlığı ve eğitimlerindeki noksanlıklar, kadınların doğuştan gelen aşağılık duygularını güçlendiriyordu. Menander, bir komedisindeki kahramanına, evli erkekleri uyarmak için şu sözleri söyletir: "Karısına okuma-yazma öğreten koca, hiç de iyi bir şey yapmış olmaz; sadece bir yılanın zehirine zehir katmış olur."
"Bir nefretin tarihin araştırmanın, karmaşık bir uğraş olduğunu biliyorum. Belli bir nefret eyleminin kökeninde, ister ırk ister din isterse siyaset ya da doğa motifi olsun, hemen daima bir çatışma bulunuyor. Ama insanın birbirine karşı duyduğu nefretin bütün türlerinden farklı olarak sadece mizojinide bulunan temel güdü, aslında erkeğin kadına, kadının da erkeğe karşı duyduğu arzu. Burada nefret ile arzu garip bir biçimde iç içe geçmiş durumda. Bu nedenle mizojini böylesine karmaşık bir olgu. Bu konunun temelinde önce erkeğin kendi içindeki çatışma yatıyor ve çoğu kez erkek bu çatışmanın farkında bile değil. Katolik dünyanın geriye kalanında olduğu gibi İrlanda'da bu, ilk görüşte çelişki olarak algılanabilecek bir görünüm ortaya çıkarıyor. Çünkü o dünyada kadınlar, sokakta belki şöyle ya da böyle bir aşağılanmayla karşılaşıyorlar ama herhangi bir kiliseye girdikleri zaman, kadının saygı gördüğüne şahit olabilirsiniz."
"Mizojini, yani kadına duyulan nefret, Batı toplumlarının dünya görüşlerini temellendiren Eski Yunan filozoflarının gökyüzünün yüksek katlarındaki ışıklı düşüncelerinden, 19. yüzyıl Londra'sının karanlık sokaklarına ve Los Angeles'ın otoyolda kadın cesetlerinin kanlı izlerini bırakan seri katillerine kadar uzanan yolda pek çok farklı biçimde gelişme göstermiştir. 3. yüzyılın Hıristiyan estetiğinden Afganistan'daki Taliban rejimine kadar bu nefret, hep kadına yöneltilmiş ve onları bir cins olarak bastırmaya çalışmıştır. Tarihte en azından bir kere, ortaçağın sonlarında cadı avlarında bu nefret bir katliama dönüşmüş ve Avrupa'da yüz binlerce (bazı tarihçilere göre milyonlarca) kadın yakılarak öldürülmüştü. Hem uygarlığın yetiştirdiği büyük ve ünlü sanatçıların eserlerinde hem de modern pornografinin en bayağı resimlerinde hep bu nefret duyulan kadın motifini görüyoruz. Kadına düşmanlığın tarihi gerçekten, bin yıllar boyunca süren ve Aristoteles'i Karındeşem Jack'e, Kral Lear'ı James Bond'a bağlayan kendine özgü bir nefretin tarihi."
Reklam
"Erkekler, başka bir erkeğin köpeğini tekmelemesine şiddetle karşı çıkıyordu ama karısını döven bir erkeğe kimse müdahale etme zorunluluğu hissetmiyordu. Bu aldırmayışlarına buldukları garip özür de (onlara göre) karı-koca arasındaki ilişkinin kutsallığıydı."
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.