Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dostoyevskinin Askeri

Dostoyevskinin Askeri
@Yeraltindan_notlar
Buda ansızın her şeyin boş olduğunu anlayıp “Şimdi her şeyi biliyorum,” diyerek esrikliğinden sıyrılmıştı, Septimus Severus ise; “Omnia fui, nihil expedit,” demişti: “Her şey idim; hiçbir şeye değmezmiş.”
21 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
Kadın kalbinin derinlikleri bugün bile bilinmezlerle dolu!
Reklam
Tuhaf dostluklar vardır: iki dost birbirini paralamaya hazırdır, ama yine de yaşam boyu birbirlerinden ayrılamazlar. Hatta neredeyse olanaksızdır ayrılmaları. Kim şımarıklık edip dostluk bağlarını koparmaya yeltenirse hemen ertesi gün hasta olup yataklara düşer, hatta bu nedenle ölebilir bile.
Bu ben
Zaten dikilmekten yorulduğu için de sık sık devrilip yatıyordu. Ancak yiğidi öldür hakkını yeme, yatar pozisyondayken bile o sitem anıtı havasını koruyordu ki bizim kent için bu kadarı yetip de artıyordu bile.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir devrim asla yarım yamalak yapılmaz; ya tam yapılmalıdır ya da başlama­dan biter. Zamanımızdaki devrim girişimleri gibi tarihin belleğinde saklı tüm devrimler başarısız oldular; çünkü halk yeni yasaları eski adetlere uygun yap­mak ve yeni kurumları eski adamlarla yönetmek istiyordu.
Sayfa 28
Elbette bir fikir olarak komünizmin köke­ni çok daha eskilere dayanır. Platon'un ideal "cumhuriyet"inin sakinlerinde mülkiyet ortaktı; Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde kilise kardeşlik ve serve­tin paylaşımına dayalı bir model sunuyordu. Geleneksel köylü toplulukla­rının "ortak arazileri" işlemesiyle birleşen bu Hıristiyan geleneği -gerek 16. yüzyıl İngiliz düşünürü Thomas More'un Ütopya'sı, gerek 1649-1950 İngi­liz İç Savaşı sırasında "Kazıcı" Gerrard Winstanley'in Cobham, Surrey'deki ortak arazide kurduğu topluluk olsun- erken modern dönemdeki komünist deney ve ütopyalarının temeliydi
Sayfa 26
Reklam
Özellikle yoksul tarım toplumların­dan çıkan diğer Marksistler, çok farklı bir rota izleyerek, halkı seferber et­mek için milliyetçiliğin bazı versiyonlarından yararlanırken, komünizmi is­temeyerek de olsa geçmişin eski ataerkil kültürüne uyarladılar. 1930'ların ortalarında Stalin'in geliştirdiği komünizmin bu biçimi, bazı açılardan ko­münistlerin bir zamanlar isyan ettikleri hiyerarşik devletlere benzemeye baş­ladı. Soğuk Savaş gerginliği azaldıkça, sistem tarz olarak askeri yapısından giderek uzaklaşmaya başladı ve toplumsal refahla daha yakından ilgilenir ha­le geldi ama paternalizmi ve baskıcılığı sürdü. Gorbaçov'un reform yapmaya çalışıp sonunda yıktığı sistem buydu.
Sayfa 21
Radikal Marksizm, piyasa ve para teşvikleri yok­ken, üretkenlikte kahramanca başarılara ilham veren özveri örnekleri ya­ratabildi. Ancak "sınıf düşmanları"na karşı zulmü desteklemesi bölünme, kaos ve şiddet getirebilirdi. 'Eğitimlilere ve uzmanlara zulmedilmesini des­tekledi, "Aydınlanma"ya militanca bağlılığı özellikle kırsal kesimdeki din­dar ve gelenekçi kesimi uzaklaştırdı. Modernist Marksizm, tersine, "akıl­cı" ve "planlı" ekonomik modernizasyonu başlatmak için gereken istikra­rı sağladı. Ancak görünürde devrimci bir rejim için ilham verici olmadı­ğı gibi kaygı yaratıcı da olabiliyordu; uzmanların yönettiği katı bürokrasi­ler yarattı.
Sayfa 21
Marx için Pro­metheus, "felsefe tarihinin en göze çarpan azizi ve şehidi"ydi. Tezinin ön­ sözünde kahramanından şu alıntıyı yapmıştı: "Gerçekten de bütün tan­rılardan nefret ediyorum. Zincirlerimi asla köleliğe değişmem. Bir kaya­ya zincirlenmiş olmak Zeus'un kölesi olmaktan yeğdir." Marx, Promet­heus'un akla, özgürlüğe olan inancından ve isyan tutkusundan hem "bi­limsel" hem de devrimci olacak güçlü, yeni bir sentez çıkararak yola de­vam etmişti.
Sayfa 19
Marx'ın yazdıklarından çıkarılan ilki, bütün komünist rejimlerin res­mi amentüsü haline geldi: Öyküye bakılırsa, art arda ülkelerde ileriyi gö­ren Marksist düşünürlerin önderlik ettiği kahraman işçi ve köylüler, kötü ve sömürücü burjuvaziyi yıkarak "komünizm"e giden yola koyuldular. Ko­münizm, insanlığın sadece maddi zenginliğin keyfini sürmekle kalmayıp en mükemmel demokraside, uyum içinde, kendi kendini yöneterek yaşayacağı ve kimsenin kimseye emir vermeyeceği bir yeryüzü cennetiydi. Ayrıca rasyo­nel bir sistemdi ve tarihsel gelişme yasasının bir sonucu olarak ortaya çıka­caktı. Ani ölümlerine kadar tüm komünist devletlerin dogmalarında Marksist-Leninist ideolojinin en önemli parçası olan bu öykünün izleri vardı. Ör­neğin, Sovyet lider Nikita Kruşçev, 1961 gibi geç sayılabilecek bir,tarihte bi­le Sovyetler Birliği'nin 1980'e kadar "komünizm"in vaat edilmiş topraklarına ulaşacağını öngörüyordu.
Sayfa 16
Bugün geleneksel komünizm hemen hemen yok oldu. Mao Zedong hâlâ sakin biçimde Tiananmen Meydanı'na bakmaya devam ediyor. Ama Çin Ko­münist Partisi, Marksist ilkelerinin çoğunu terk etmiş durumda. Vietnam ve Laos da onun örneğini izledi. Yine de ani ölümü komünizmin gizemini sade­ce daha çok artırmıştır. Komünizme dair hangi intiba gerçek olandı? 1984'te gördüğüm milliyetçilik mi, 1987'nin sosyalist idealizmi mi, yoksa yalnızca Ekim Devrimi'nin yıldönümünde Moskova'da gösteri yaparken gördüğümüz sayılan giderek azalan bir grup emekli örneğindeki gibi, yaşlanan bir kuşa­ ğın muhafazakar otoriterliği mi?
Sayfa 15
Reklam
Aşk bir sızma hâlidir
"Biz, başımıza aşkın taşının düştüğünü bir mevsim geçtikten sonra fark ettik. Bir gün evi düzenlerken fark ettim. Bir de baktım ki, benden çok Yaman'ın eşyaları var. Küçük küçük poşetlerle sızmıştı. Aşk bir sızma hâlidir..." Meral Okay
150 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.