Boynum bıçağın altındaydı ama ben İsmail değildim. Hepsi de bıçak ama aşabilmeyince kaybın hikmeti yoktu. Aşabilince bıçak İsmail'in boynuna değen kutlu bıçağa dönüşüyordu da, bilmeyince sadece cellâdın satırı oluyordu. Yanma varlığın ötesinde bir varlık erinciydi ya, muhatabı İsmail olmayınca, gül fermanı benim ateşime çıkmıyordu.