Seher

520 syf.
4/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Büyük beklenti, büyük hayal kırıklığı getirir.
Bu kitap ile ilgili karmaşık duygular içerisindeyim. İçinde iki ayrı hikayeyi barındıran başka kitaplar da okudum ama hiçbiri bu kadar kafa karıştırıcı ve yorucu olmamıştı benim için. Olay ve karakterlerin birçoğunun hikayenin akışına çok az etki etmesine rağmen uzun betimlemeler ile anlatılması, isim ve mesleklerin benzer oluşu hikayeyi takip etmeyi zorlaştırıyor hatta bu yüzden kitabı yarıda bırakmayı bile düşündüm. Kitabın ismi Usta ve Margarita olmasına rağmen bu iki karakter hikayede yan karakter gibiydi.  Olaylar bir akışta ilerliyor ilerlemesine ama kısa sürede çok fazla mekan değişikliği var ve bu yüzden çoğu yerde hikayeden kopuyorsunuz. Kitapta Moskova ve Kudüs'te geçen iki hikaye anlatılıyor. İki hikaye arasında git gel yaşıyoruz. İlkinde şeytan ve yardımcılarının dünyaya gelip insanlarla uğraşması ve birbirinden ayrı düşen Usta ve Margarita'yı kavuşturma sürecini diğerinde ise Usta karakterinin yazdığı Pontius Platius'un hikayesini görüyoruz. Ben Platius'un anlatıldığı kısımları ana hikayeden daha çok beğendim. Kitabın başında Berlioz, Bezdomnıy ve şeytan arasında yaşananlar hikayenin geri kalanı için bende büyük bir beklenti oluşturdu ama ilerledikçe hayal kırıklığı yaşadım. Kitabın başı ne kadar güzelse sonu da bir o kadar kötü. Yazarın ararlarda girip sanki okuyucuya çok önemli bir şey gösterecekmiş gibi şuraya gel okurum, beni takip et sana gerçek aşkı göstereceğim okurum demesi yok mu bir de... Üzgünüm Mihail Bey ama çok da hayran olunası bir aşk göremedim. Beğendiğim kısımlara gelecek olursak... Kedi vardı, evet kediyi sevdim. Kedi...
Usta ve Margarita
Usta ve MargaritaMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20207,2bin okunma
Reklam
168 syf.
9/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Zümrüt Şehri'ne bir bilet lütfen!
Oz Büyücüsü kitabından sonra çocukların yoğun isteği üzerine L. Frank Baum bu kitabı yazmış. Her ne kadar çocuk kitabı gibi görünse de yetişkinlerin de keyifle okuyabileceği insan ilişkilerinin, doğrunun ve adaletin "olağandışı" canlılar üzerinden anlatıldığı, güzel mesajlar içeren bir kitap. Yaşlı cadı Mombi'den kaçan Tip isimli bir çocuğun Muhteşem Hayat Tozu ile canlandırdığı Jack Kabakkafa ve Sehpa At ile Zümrüt Şehri'ne doğru çıktığı yolculuk ve bu yolculukta yaşadıkları maceralar anlatılıyor. Oz Büyücüsü kitabından hatırladığımız Korkuluk ve Teneke Adam ise Zümrüt Şehri'nin uzun süredir erkekler tarafından yönetilmesine karşı çıkan ve şehirdeki değerli taşları kızlar için takı yapmak isteyen Komutan Jinjur ve isyancı kız ordusu ile başı dertte. Tip'in ekibi, Korkuluk ve Teneke Adam birleşerek zorluklara mücadele ediyor kısaca. "bana kalırsa bu dünyada dikkate değer yegâne kişilerdir olağandışı olanlar. Sıradan olanlarsa bir ağacın yaprakları gibi hiç fark edilmeden yaşıyor ve ölüyorlar." Evet kitapta bolca olağandışı kişi var ve kendilerinin olağandışı olduklarının farkındalar. Başkaları tarafından garip karşılansalar da bunu birileri ile arkadaş olma yolunda bir engel olarak görmüyorlar. Herkesin zayıflıkları ve farklılıkları olabilir önemli olan karşındaki kişiye anlayış ile yaklaşabilmek mesajına güzel bir şekilde yer verilmiş. Zevkle okuyacağınız bir kitap olduğunu düşünüyorum, tavsiye ederim. İyi okumalar.
Muhteşem Oz Diyarı
Muhteşem Oz DiyarıL. Frank Baum · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022380 okunma
143 syf.
8/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Şeytan diyor ki yanaş şunaaaa
İnsanın en çaresiz anında gelir ve fısıldar Şeytan: "Neden onlar gibi yaşamayasın, onlar gibi yiyip içmeyesin? Neden onlar gibi sevip hayattan zevk almayasın?" İradeni kaybedersen içindeki vicdanın sesini bastırır. Onlar gibi olursun, şeytana uyanlar gibi... Kitapta ilk önce hayatı sefalet ve mutsuzluk ile geçmiş, kendisini hiç doğmamış ve yaşamamış kabul eden ve intihar etmek isteyen Ahmet Fevzi'ye yardım elini uzatıyor(!) Şeytan. E tabii Şeytanın adı çıkmış bir kere, ona güvenmek zor. Para, gençlik ve Emel'in sevgisini sunuyor kendine güvendirmek için. Şeytan için tek bir piyon yetmiyor. Güzeller güzeli Emel'e aşık olan Galip ve Necdet'e de onları bu kıza götürecek yolu gösteriyor, yani parayı. "Öyle bir asırda yaşıyorsunuz ki eşyayı ölçmek için nasıl endaze yahut mezura kullanılıyorsa bir insanın kıymetini tayin etmek için de yegâne ölçü paradır." diyerek akıllarını çeliyor. Dünyada eşine benzerine rastlanmayan bir güzelliği olan Emel ve onun Şeytana uyan üç aşığı... Eğlenceli bir kitaptı. Şeytan kimi yerde kendince masum kimi yerde dertli ama bir insandan yardım almayacak kadar da kibirli. Kitabı okurken şeytanın tatlı sözleri insanı düşündürüyor. Şunu yapsam ne olur ki, herkes yapıyor zaten, ben bu dünyanın kahrını çekmeye mi geldim gibi vesvese gelirse bilin ki şeytandır. Uymayın arkadaşlar. İyi okumalar.
Şeytana Uyanlar
Şeytana UyanlarPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202141 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
159 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bir Anadolu kasabasında öğretmenlik yapan Zehra Hanım artık varlığını bile kabul etmediği babasının hastalandığı haberini alır. Kendisi disiplinli, doğru, temiz ve fedakâr bir insandır. Hayatı boyunca çektiği zorluklar neticesinde acıma duygusunu yitiren Zehra Hanım yaşadıklarının arka yüzünü babasının hatıra defterinde görür. İnsanların doğruluk ve dürüstlük üzerine bir hayat sürmeye çalışmasının çok zor olduğu bir dönemde yaşamış babası. Hatıralarında da geçtiği zor ve sefil yolu anlatmış. Kitapta az da olsa yabancı/eski kelimelere rastlansa da kitap akıcılığını kaybetmemiş. Kitabın sonu da beni çok üzdü hatta gözlerim doldu. Geçmiş dönemlerde Anadolu halkının yaşamını ve idari birimlerin yolsuzluğunu insanın yüzüne vuruyor yazar. Bir solukta okunabilecek çok güzel bir kitap. İyi okumalar.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,7bin okunma
194 syf.
6/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Kitabın isminden yola çıkarak içeriğinin dergah, tarikat ve şeyhlik gibi konuları barındırdığını düşünerek okumaya başladım. Kitap bir Bektaşi dergahını anlatıyor. Bektaşi dergahı denildiği için dinî sohbetler ve buna uygun uygulamalar beklerken kitapta tamamen farklı bir ortam ile karşılaştım. Kitapta yer alan dergahta daha çok içki, sarhoş olup kendinden geçme ve yasak aşk yer alıyor. Nur Baba ismini verdikleri bir adamın etrafında toplanarak gece eğlenceleri düzenleyip buna da dergah kılıfı uydurmuş bir grup kadın ve erkek var. Nigâr isimli bir kadın da arkadaşları ve halası aracılığı ile bu topluluğa katılıyor ve biz de onun başından geçenleri okuyoruz. Yakup Kadri, kitapta bozulan dergah yapılaşmasını göz önüne seriyor. Kitapta çok fazla yabancı sözcük kullanıldığı için özellikle ilk sayfalarda okumak çok zorlaşıyor. Daha sonra alışıyorsunuz ama dilin bu kadar ağır olması beni kitaptan bir parça soğuttu. Yakup Kadri'nin eserlerinden en az beğendiğim kitap olabilir. İyi okumlar dilerim.
Nur Baba
Nur BabaYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20181,066 okunma
Reklam
Reklam
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.