Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf İslam Kaygısuz

Sabitlenmiş gönderi
KOLSUZUN Düşlerimde ne bıçaklar fırlattım.. Hepsi saplandı.
Reklam
%52 (112/214)
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu
8.5/10 · 44,5bin okunma
Yusuf İslam Kaygısuz tekrar paylaştı.
"Sırf,bir şey yapmayı hiçbir şey yapmamaya yeğlediğim için. Şu oynadığımız oyundan kazançlı çıkmamız olanaksız. Kimi yenilgiler kimilerinden dahi iyi olabilir,o kadar."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gazali diyor ki: "Harp bitti. Maktuller harb meydanında yatıyor. Bütün çığlıkları, ızdırap ve kin çığlıkları sustu. Her beşeri kasırgayı takip eden sükût, bütün bu şeylerin ne kadar boş olduğunu ne iyi gösterir!"
Aylardan beri kendi kendisiyle çok dövüşmüştü. Kendi kendisiyle bir sulha ihtiyacı var.
Reklam
Bir aralık etrafına ve insanların yüzlerine baktı .Tramvayda hiç kimse gülümsemiyordu. Hepsinde yük taşıyan insanların yorgunluğu ve bezginliği var. Tramvay onları bir tarafa götürmese, hepsi, oldukları yerde senelerce kalacaklarmış gibi ezik ve bitik. Hepsinde bir bedbinlik. En küçük sebeplerle kavgaya bahane arıyorlar.
Izdırabın verdiğin intibah zamanlarında, kendi kendini aldatmak, başkalarını kandırmak kadar basit değildir ve insan kendi içindeki adaletten ürkmeye başlar.
"İki hasta kadar birbirine yakın hiç kimse yoktur. "Hasta olmayanlar bizi ne kadar az anlayacaklar!
"Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler.
"Izdırabın derinlerine indikçe sevincimizi kaybetmek korkusu kalmadığı için, yeni bir sevinç başlıyor: Izdırabın ilacı ızdıraptır. İkisinin hâsıl-ı zarbı.Sevinç.
Reklam
"Dünyanın bütün tavanlarına lanet olsun. Arka üstü yatmaktan usandım.
"Altı saat uykuya ayrılırsa her gün on sekiz saat boş. "Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişemeyeceğinden korkuyorum. "Kendi kendime karşı çok borçlandım. Kendime vaat ettiğim şeyleri yapamazsam utancımdan aynaya bakamayacağım.
Bizden uzaklaşmadıkça bize görünmeyen sıhhat, ihtiyadın verdiği hissizlikle, sağlamların şuurundan kaçıp nasıl ve nereye saklanıyor? Onu ben görüyorum, çünkü benden uzak; onu ben Mithat Bey'in kırmızı yüzünde, çelikli damarlarında, arkadaşımın otururken rahat gerilişlerinde, bacaklarını uzatışlarında, korkusuz bakan gözlerinde görüyorum.
Hastahane hayatı dışarıdan yalnız bir koku ile ayrılıyor. Bu koku hastahanenin ruhudur.
Odaya şimdiye kadar hiç tanımadığım yabancı bir akşam giriyor.
352 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.