Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Özge yüksel

Yaşam üç döneme ayrılır: Geçmiş,şimdi ve gelecek. Şimdi kısa, gelecek şüpheli geçmiş ise kesindir.
Reklam
“Madem zenginliğin sendeki yeriyle bendeki yeri aynı, niçin benimle oynuyorsun?” Diyorsun. Zenginliğin bende nasıl farklı bir yeri olduğunu mu öğrenmek istiyorsun? Zenginlik gittiğinde benden kendisi dışında hiçbir şeyi götürmez, oysa o senden ayrıldığında, sersemleyeceksin ve onun tarafından terk edilmiş görüneceksin, zenginliğin bende bir yeri var ama sende en yüksek yerde bulunuyor. Sonuç olarak zenginlik bana ait ama sen zenginliğe aitsin.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun aştı santim kısaldı,olsa olsa kırk beş kilosun ve hala güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.
Ümitlerin kaderi, biri yok olduğunda diğerinin ortaya çıkmasıdır, işte bu yüzden bunca hayal kırıklığına rağmen dünyadan silinip gitmemişlerdir.
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
Peki, niçin, Felsefenin de aynen dinler gibi ölüme ihtiyacı olduğu için, eğer felsefe yapıyorsak bu öleceğimizi bildiğimizdendir, Montaigne bey demiştir ya, Felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir
Sen sözcüklerin nesnelere iliştirilen etiketler olduğunu bilmiyorsun galiba, sözcükler nesneler değillerdir, nesnelerin gerçekte nasıl olduklarını, hatta gerçekte nasıl adlandırıldıklarını bile hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz, çünkü onlara verdiğimiz isimler, adı üstünde onlara verdiğimiz isimlerdir yalnızca
Kendimize söylediğimiz şeyler, birgün yaşadığımız gerçeklerin temelini oluşturur.
Geçmişte çoğumuz, yaratıcı imgeleme gücümüzü nispeten bilinçsiz bir şekilde kullandık. Çünkü, yaşamla ilgili içimizde derim bir biçimde yer etmiş olumsuz kavramlar yüzünden otomatik ve bilinçsiz bir şekilde yaşamdan hep yoksunluklar, engeller, sorunlar ve zorluklar bekledik. Bunların kaderimiz ve kısmetimiz olduğuna inandık ve hayalimizde hep bu tip sahneleri canlandırdı. Böylece de, yaşamımızda şu ya da bu ölçüde onları yarattık.
Reklam
Ben hep denizin sadece iki ustadan öğrenilebileceğini düşünmüşümdür, birinci deniz, ikincisi tekne. Peki ya gökyüzü? Gökyüzünü unuttun. Evet tabi bir de gökyüzü. Gökyüzü, rüzgarlar, bulutlar gökyüzü, evet gökyüzü
Kendinden dışarı çıkıp, kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.
Beğenmek sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek.
Herhangi bir duygu, düşünce ya da durum hakkında gerçeği söylemek kendini-sorgulama gücüne zemin hazırlar. Sorgu, tıpkı tüm eve zehirli gaz püskürten, ama sizin varlığından bile haberdar olmadığınız eski bir ocağın bulunduğu bodrum katını aydınlatan ışık gibidir. Sorgu kapıyı açar ve bodruma ışık tutar, böylece görür ve fark edersiniz.
Sayfa 41
Boyun eğeceğimiz yasalar peşinde koşma alışkanşığımızda köleliği çağrıştıran bir şeyler vardır. Uygun bir an yakalayıp, yasalar üzerine kendi yararımıza çalışmalar yapabiliriz ama parlak bir hayat yasa falan tanımaz.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.