Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf ozan han

Yusuf ozan han
@YusufOzann
Lisans
İstanbul
İstanbul, 1989
3 okur puanı
Temmuz 2023 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
En son ne zaman an’da kalıp gerçek bir mutluluk yaşayıp, içten bir kahkaha attın ? Belki de çok uzun zaman önceydi.. Hadi kandırmayalım birbirimizi.. Hatırlamıyorsun değil mi ? Sürekli bi dalgınlık hali, boş bakışlar, pişmanlıklar, kurulan toz pembe hayaller ve kendi kendine mırıldanmalar sonrası oluşan sessizlik.. Geriye kalan ise o sefil yalnızlık duygusu. Hayatın sana olan adaletsizliğine ve merhametsizliğine karşı içten içe büyüttüğün öfke ve artık akışına bıraktığın o umutsuzluk hali… Ve yarın yeni bir b.ktan gün, Aynı şeylerin tekrarı ve yinelenerek yaşanan ne yapacağını bilememezlik durumları. Hiç bir yere gitmeyen ama hiç durmayan tren gibi…
Reklam
Yusuf ozan han tekrar paylaştı.
Artık öyle bir noktaya gelmiştik ki, yaşamak ya da ölmek önemli değildi.
Sayfa 69 - Jaguar Kitap
Yusuf ozan han tekrar paylaştı.
Hayatımız ne kadar da çabuk geçmişti!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yusuf ozan han tekrar paylaştı.
Babamın benden yapmamı istediği şeylerin, onun yapamadığı şeyler olduğunu düşündüm.
Sayfa 25 - Jaguar Kitap, 21. Baskı, Mayıs 2022.Kitabı okudu
Yusuf ozan han tekrar paylaştı.
“Hem yürüyor hem de bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordum, ama ne olursa olsun hepsi aynı kapıya çıkıyordu: Çıkmaz sokak.”
Reklam
Heryer o kadar çok insan yığınlarıyla dolu ki Bazen kimsenin olmadığı uçsuz bucaksız ormanlara kaçasın gelir… İşte bu gereğinden fazla meraklı, cahil, küstah, kaba ve şiddete meyilli; aynı zamanda acımasız ve robotlaşmış, fesat sürüsünden kurtulmanın imkanını arar durursun…
Aslında herşey çok basitti.. Birisi bir daha bulamayacağı bir sevgiyi kaybetti , Diğeri de Aşık olmamaya yemin etti…
Yusuf ozan han tekrar paylaştı.
Evet..
Umudumuzu yitirirsek nasıl yaşardık?."
Şu yokluk, yoksulluk… şu kör dilsiz sağır suskunluk… Ve hep terkedildiğimiz şu büyük büyük yalnızlıklar… İçimizde cehennem ateşi gibi yanan şu sersefil çaresizliklerimiz… şu kuş tüyü kadar ağırlığı olmayan ve minik bir gülüş kadar bile ederi olmayan varlığımız… Ya şu her gece karabasan gibi gelen korkunç hiçlik duygusu…
Etrafınıza bakın: Her tarafta vaaz veren solucanlar...
Reklam
Çünkü gençken bir sınavdan yüksek bir not aldığım zaman, içimde olabileceğim bütün iyi şeyler hakkında güzel bir his ve heyecan uyanırdı. Ama sonra onlardan hiçbiri olamadım…
Bazı şeyler ilk yapıldığında keyiflidir ama daha sonra keyiflerini kaybederler. Allah’ın her günü işe gitmek gibi… 30 milyonluk İstanbul’da toplu taşıma kullanmak gibi…
Belki de mutluluk, sadece kovalayabildiğimiz bişeydir… Belki de onu asla yakalayamayacaz…
Yaylalar, ormanlar, madenler, hükümetimiz, muhalefetimiz, şirketler, holdingler, tarikatlar,medyamız, akademilerimiz, sebze meyvelerimiz, hayvanlarımız, hayatlarımız hepsi onların elinde.. Biz küçücük kalmışız karnımızı doyurmaya çalışıyoruz.. İçimizde ki yaşama sevincini almışlar Yiyecek ve battaniye karşılığında ruhumuzu satın almışlar.. Bizde işte; Borsa dolar altın, indimi çıktımı ona sevinip üzülüyoruz…. Esir ülkenin insanları.. Firavun ve köleleri…
Eskiden, hayvanlarımızın çokluğuyla sevinirdik bu sene et bol kurbanda yardımlaşır et yüzü görmeyen aile kalmazdı.. Şimdi ise borsa bitcoin dolar düştüğünde milletçe seviniyoruz… Eskiden hiç değilse hayvanlarımız vardı kendi kendimize yetiyorduk Şimdi ise olmayan dolar ve altınlarımızın yükseldiğine üzülüyoruz, Üstüne hayvanlarımızda bitti gitti.. Ruhumuzda çürüdü…
284 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.