Yaktım sana dair isteklerimi
Şemsiye taşımak istemiyorum
Islanmak daha güzelmiş
Yitik kalbini arayan
Bir șairin gözyaşlarıyla
Yaktım sana dair isteklerimi
Tutunmayacağım bulutlarına
Avuçlamayacak yıldızlarını
Gökkuşağına dokunmayacağım
Ben bir samanyolu bedevisiyim artık
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul muydu yüzün, yoksa
çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne
Dolmabahçe'de, çay tadında....
Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında,
tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu.
Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama
yüreği takvim yokuşlarında....
Sinemada elinin
Bak bu senin çocukluğun
Ayırdım şurada duruyor utanma ondan
Biliyorum bedenine küçük geliyor utanma.
Ona kış yaramıyor üşüyor sarılmalısın
Yazları gezdirmelisin bazı akşamlarda
Baharda parklara lunaparklara götür
Oturur bazı salıncaklara sen oturamazsın
Büyüdün ayak uydurmadı utanma.
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.