Zehra Betül
Zehra Betül
@ZehraBetu_l
Kitaplar aptal, salak olduğumuzu bize hatırlatmak için var.
instagram.com/zhrabetul_?igsh...
İstanbul
İstanbul, 4 June
159 reader point
Joined on October 2021
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
İskender Pala'nın bazı kitaplarını okumuştum ve 'akşam yıldızı' kitabını diğer kitaplarına göre zayıf bulmuştum. Benim için ilkel zamanlarda yaşayan insanların normal hayatlarını anlatan sıkıcı bir kitaptı. Sayfa 147 ye kadar isteksiz okudum ve "şimdiye kadar harika kitaplar yazan İskender Pala , neden bu kitabına özenmemiş ?" diye düşündüm. Ta ki 147. Sayfaya gelene kadar..
Kitabı aniden mükemmelleştiren Matuşelah... Hz. Nuh'un çocukluk zamanları ... Çira'nın bebeğinin büyüklük halleri ve konunun İslam'la muntazam bütünleşmesi... Tüm bunlar beni bir kez daha İskender Pala'ya hayran bıraktı. Önyargıma rağmen iyi ki 147. Sayfaya kadar okumaya devam etmişim. Üstelik Tarık yıldızının aslında Venüs olduğunu bu kitapta öğrendim ve çok şaşırdım.
Herkes mutlaka okumalı...
"İnsanlar! Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız!"
Hep İskender Pala'nın kitapları ağır oluyor diye okumayı erteliyordum. Ve bu kitaptan sonra ağır olmasının sebebini anladım. Çünkü basit bir şekilde ifade etmenin mümkünatı yok. Kitabın içindeki zâtlar, mübarek beldeler, kerametler...Bunları hafif bir dille anlatmak büyük ayıp olurdu.
Eyüp El- Ensari hakkında, İstanbul'da türbesi olması dışında hiç bir bilgim yoktu. Gerçekten kendimden çok utandım. Her bölüm beni daha da şaşkınlığa uğrattı. 377 sayfalık bir kitabın ne değerler barındırdığını nereden bilebilirdim ki..
Acilen okumanızı rica ediyorum. Bu kitaptan sonra İstanbul, artık daha farklı olacak.
"Gözyaşlarının elem kadar mutluluk için de akıtılanildiğini o gece öğrendim."
Yakın zamanda okumaya başladığım ve yarım bıraktığım bir kitap.
Kitap, 1992 'de Bosnalı Müslümanların, Sırplılar tarafından uğradığı soykırımı anlatıyor.. Fakat amacının dışında bir anlatım olduğunu düşünüyorum. Çok fazla +18 anlatım vardı ve beni rahatsız etti. Tabi ki kitap baştan sonra trajedi içermekte ama yazarın bu sınırı aştığını düşünüyorum. Zaten böyle bir kitabı okumak yeterince zor ve üzücüyken buna +18 eklemenin mantığı ne??
Henüz okumadım ama eğer bu konuda bilgi edinmek isterseniz bir de incir kuşları kitabını tavsiye ederim. Tabi ki kendim okuyunca. :)
Reader Follow Recommendations
"Yok devenin başı!"
Başlıktan da anlayacağınız üzere kitap, deyimlerimizin nasıl ortaya çıktığını anlatıyor.
Okurken çok eğlendiğim ve bir o kadar da şaşırdığım bir kitaptı. Hemen her gün duyduğumuz , dertlerimizi ve yaşadığımız olayları anlatırken sıklıkla kullandığımız deyimlerin meğer ne çarpıcı hikayeleri varmış..
" Abayı yakmak" , "afyonu patlamak" , "çile çekmek", "Ali Cengiz oyunu" , " ağzından baklayı çıkarmak" ise aralarında en çok şaşırdığım deyimlerdendi.
Ayrıca şaşırdığım bir olay da deyimlerin hep Osmanlı zamanında ortaya çıkmış olmasıydı. Tarihimizin ne kadar güzel olduğunu bu kitapla bir kez daha anlamış oldum. Ortaokul çağından itibaren her yaşın eğlenerek okuyacağını düşünüyorum, herkese tavsiyemdir.
Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, işte biz oyuz."
Körlük kitabı, nobel edebiyat ödülünü sonuna kadar hak etmiş bir kitap kesinlikle. İnsanların kınadıkları, ayıpladığı, yolda görse yüz çevireceği olayları zamanla nasıl normal karşıladıklarını, hayvanlardan bile daha aşağı olan yaşantılarına şahit oluyoruz. Her ne kadar kitabın adı Körlük olsa da , dikkat çeken kısım kesinlikle gözlerin körlüğü değil, gönüllerin körlüğü.
Kitapta bazı olayların detayları verilmemişti, askıda kalan olaylar vardı ama nedenini tahmin edebiliyoruz o yüzden pek sorun olmadı. Sonuda sürpriz olmadı zaten beklediğiniz gibi oluyor. Ama dediğim gibi asla Körlük olayına takılmıyorsunuz. Kadınların uğradıkları vahşice mualeme, açgözlülük, hırs ve baş olma tutkusu... İnsanlık adına tüm utanç verici olayların toplandığını bir kitap. Unutmayın gözler değil, gönüllerdir kör olan.
#alıntılar
●"Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı."
●"insan eski alışkanlıklarından kolay vazgeçmiyor, hatta onları çoktan unuttuğumuzu sandığımız bir an gelse bile. Birimizin hepimiz, hepimizin birimiz için olması gereken bu yerde, güçlülerin zayıf olanların ağzından lokmasını nasıl acımasızca aldığını görebiliriz."
