Eğer hayatlarımızın her bir anına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken. Öteki bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim kişiyle öpüştüğüm ilk gün. Herkes aşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte, birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan aşıksın..
7 yaşında bir meleğimiz Ankara Cebeci Çocuk hastanesinde lösemi tedavisi görüyor ve durumu ağır. Onun için A rh + aferez trombosite ihtiyaç var. Yardımcı olmak isteyenler lütfen Kızılay’a giderek kan bağışında bulunsun. Bütün akşam uğraştık ama bulamadık. Umarım şifa bulur. 🙏🙏 yardımcı olmak isteyenler için Zeynep’in protokol numarasını buraya bırakıyorum.
“Cebeci çocuk hastanesi çocuk hematoloji servisinde yatmakta olan hasta için ARH+ trombosite ihtiyacı vardır. Hasta ismi
Zeynep Şimşek
Protokol no: 2422809”
Ayrılıklara dayanamadığı ve içlerindeki sevgiyi koruyamadıkları için harabeye döner evler. Her gün bir parçası eksilir duvarlarından, pencerelerinden. Sonra sonra ayakta kalmaya gücünün yetmediğini anlarlar ve kendini zamanın acımasızlığına teslim ederler. Bir umut da vardır evler için. Bundan sebep asla tam olarak bırakmazlar kendilerini. Bir ev harabeyse hala hayata tutunmak için bir sebep arıyordur kendine. Son sebebini de kaybettiğinde tozu toprağa katarak yok eder kendini.
İnsan da böyle değil midir sahi? Kim bilir…
Beni güzel hatırla
Bunlar son satırlar
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
Ya da bir yağmur sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim.
Eğer milyonlarca yıldızdan yalnız birinde tek bir örneği olan bir çiçeği seviyorsan, yıldızlara bakmak bile mutlu hissettirir sana kendini.
"Çiçeğim oralarda bir yerde... '' dersin kendine.
Aşıklara haber vermek isterim: Kalbin tüm meseleleri yalnız kalpte halledilir, çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri ise nefrettir.