Kitabın başkarakteri olan Meursault kendi nesnel gerçekliğiyle var olan insanların aksine tamamiyle nesnel, sakin bir karakter ve insanların onu görmek istedikleri gibi değil de kendi gerçekleriyle beraber yaşayan bir genç adam. Duygularını, düşüncelerini asla başka insanların nasıl düşüneceğine göre değil, gerçekten de öyle olduğu gibi ifade etmekte. Kendini olduğu gibi ifade ettiği için de toplum tarafından hor görülmekte ve düşünceleri değiştirilmeye çalışılmakta, bu süreçte de zaten kendisiyle arasına duvar koyduğu topluma iyice yabancılaşmaktadır. İnsanlar ona adeta kendi oluşturdukları bir hayatı yaşatmaya diretmekte ama o kendi düşüncelerini olduğu gibi yansıtmaya devam etmektedir.
Kitabı okurken tümüyle nesnel düşünen bu adamın aslında bizim gerçeklerimizi olduğu gibi yansıtmamızın bizi rahatlatabileceğini ve başkalarının bizim için istediği gibi bir hayatı değil de kendi hayatımızı bizim düşüncelerimizde olduğu gibi yaşamamız gerektiğini düşünmemi sağladı. Ne kadar bazı gerçekler insanların istemediği şekilde ve acı verici olsa da.