Elif

"Hazine mi?" diye kekeliyorsun, kara gözlüklü adam "Bilmiyormuş gibi davranmayın!" diye bağırıyor "onu aradığınızı biliyoruz biz de aynı şeyi istiyoruz o halde bizimle işbirliği yapmak zorundasınız" profesör, "ya reddedersem?" diyor korsan, "şey seni ikna edecek bir şeyler buluruz elbet" diye pis pis sırıtıyor
Reklam
Güverteye çıkınca güneşten gözlerin kamaşıyor ellerinle gözlerini kapatıyorsun "profesör?..." derken sorun yarım kalıyor güçlü bir el arkandan seni yakalıyor ve boynuna bıçak dayıyor. Kurtulmaya çalışıyorsun ama bıçak boğazına dayanmış durumdayken bir kadın kulağına fısıldıyor, "aklından bile geçirme evlat senden daha zekilerini, daha gençlerini öldürdüm. Senin işini bitirirsem pişman olacağıma sanma"
Sayfa 5 - Beyza balina yayınlarıKitabı okudu
"Görüyorsun ama gözlemlemiyorsun. Aradaki fark açık örneğin, antreden bu odaya çıkan merdivenleri sık sık görmüşsündür" "sık sık" "ne kadar sık?" "yüzlerce kez" "peki kaç tane basamak var?" "kaç tane mi? Bilmiyorum" "tam tahmin ettiğim gibi! Gördün ama gözlemlemedin. Ama gördün üzerinde durduğum nokta da bu. Ben 17 basamak olduğunu biliyorum çünkü hem gördüm, hem gözlemledim.

Reader Follow Recommendations

See All
"Barakada beyaz, badana boyası olması lazım, " dedi Janet yine kıkırdayarak. "Ah, peter, tamamıyla garip biri gibi gözükeceksin. Dokuzda barakaya ben de gelebilir miyim, Peter, sadece senin gitmeden önce bir kere de o halinde görmek istiyorum!"
Tam arkalarından bir ses geldi. kerry blue her kimse tam da oradaydı. "fenerini aç" diye fısıldadı Jack. "Artık şu mahkumu görelim de, kim olduğunu anlayalım!"
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Bu uyarı seni tedirgin ediyor ama bir yandan da daha çok meraklandırıyor. Aniden, gizemli bir maceraya atılmak üzere olduğunu hissediyorsun. Durum gitgide daha da ilginç bir hal alıyor.
Bir an tereddüt ediyorsun. Kitabı açmak üzeresin ama sonunda, bu önemli anı arkadaşınla paylaşmaya karar veriyorsun. Kitabı Irene'ye verince, üzerindeki büyük gerilimden kurtulup, rahatladığını hissediyorsun.
"Bence en korkak tavuk, en aşağılık üçkağıtçı, en yalancı haydut bile çok isterse kendi içinde iyilik bulabilir."
Sayfa 209Kitabı okudu
Bazen zor bir şey yapıp mutsuz olmak, hiçbir şey yapmayıp mutlu olmaktan daha iyidir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Irene, kitabı alıp kapağını okşuyor. Kapağın yıpranmış köşelerine ve kıvrık sayfalarına bakılırsa, yazanın, onu not defteri gibi her yere yanında götürmüş olduğu anlaşılıyor. Irene, senin az önce okuduğun uyarıyı, yüksek sesle okumaya başlıyor
Reklam
Öne doğru bir adım atmaya çalışıyorsun ama vücudun, sanki sana kulak asmıyor. itiraf etmek istemesen de korkudan donakalmış durumdasın. Şu an yaşadığın sey, doğaüstü bir olay ve bu nedenle başınıza neler getirebileceğini kestiremiyorsun. Onlar nasıl davranacaklarına karar veremeden, havada asılı duran uzun boylu uzaylıya doğru gidiyorsun. Görüntüleri korkunç "Bu anahtarı bulduk ve bizi gizli bir hazinede değerli taşa götüreceğini düşündük. Eğer yanlış bir sey yaptıysak bu kesinlikle istemeden oldu."
Irene'ye gösterdiğin karton kapakta, evin sahibi Moses Adrinopulos'un ismi var. Altında da Yunanca şu yazıyor: "Eğer hazır değilsen daha fazlasını görmeye, Birak bu kitabi hemen aldiğin yere."
"...sanki üstün bir güç kaynağıymış gibi ona tapınılırmış. Yeşil mücevher, canlıymış gibi duran büyük bir taştır. Eskiden ona pek çok farklı isim verilmiş. Mesela, ondan Kutsal Göz ya da istarin Gözü olarak da söz edilir. Fakat Samos'un büyücüsünün yaşadığı dönemde ona Hector'un Tılsımı denmiştir. Biliyorum, inanması güç, ben de bu konuda oldukça şüpheci sayılırım ama birçok kaynak, bu zümrüdün çok büyük bir enerji sakladığını ve yalnızca Hector'un bunu kontrol edebildiğini doğrulamakla beraber..."
Genç adam tereddüte düştü. Peter'in kendisine böyle meydan hiç tahmin etmemişti. Çocuklar suratlarını asıp tehditkar bakışlar attılar. Colin bir anda sordu, "Köpeğiniz nerede?"
Çocuklar genç adamın peşine takıldı. Adam köşeyi döndüğü gibi gözden kayboldu.çocuklar da aynını yaptılar ve bir anda hiç beklemedikleri birşey oldu. Adam kapılardan birinin girintisine saklanmıştı, aniden dışarı çıkıp yanından geçen colin ve peter'ı omuzlarından yakaladı,yüzlerine fener tuttu.
"Bütün ingilizler yalancıdır! Ama bunu benim söylememin ne faydası var? Ben kendimde ingilizim, o halde bende yalancıyım, eğer ben yalancıysam az önce iddia ettiğim şey doğru olamaz yani bütün ingilizlerin yalancı olduğu eğer ingilizler doğruyu söylüyorsa az önce iddia ettiğim şey doğru olmalı öyleyse yalancıyız biz!"
can yayıneviKitabı okudu
Reklam
"Hah,siz üçünüz!" Dedi "Gizli takip çetesi'nin üyeleri ya da her neyseniz! Beni takip ettiğinizi anlamıştım! Bakın, diğer arkadaşınızı -adı neydi- george'u yakalayıp geceleri insanları takip ettiği için ailesine götürmüştüm. Şimdi de siz üçünüze aynı şeyi yaptığınız için polise teslim edeyim mi?"
Sayfa 84 - artemis yayınlarıKitabı okudu
Peter öyle derin uyuyordu ki sanki hiç bir sesi duymuyordu. Janet kardeşini yumrukladı. Peter'sa söylenip arkasını dönmekten başka birşey yapmadı. "Peter! Tüm bu olanlardan sonra hala uyuyabildiğine inanamıyorum!" Dedi janet, bozularak. "Tamam elimde bir iğne var, bakalım uyanmana yardımcı olabilecek mi?" Peter hemen yerinden fırladı. Kızgın ve somurtkandı. "Gene ne var? O iğneyi batırmayı aklından bile geçirme seni canı kız! Saat kaç ki daha, sabahın körü olmalı! Ne diye gelsin kafama dikilsin?"
Sayfa 78 - artemis yayınlarıKitabı okudu
Gözlük'ün sınırlan yoktu ve gittikçe genişlemekteydi. Durum böyle olunca Merduk da zamanla tüm diyarlarda ismi anılan ve korkulan biri haline dönüştü. Herkesin kabul ettiği üzere bilgi, her diyarın ve her zamanın en değerlisiydi. Elle tutulamayan gözle görülemeyen ama sonsuza kadar var olabilme vaadi sunan şey elbette ki bilgiydi. Bilgiyle yeni medeniyetler kurulup yaşatılırken yine bilgiyle medeniyetler ortadan kaldınılabilirdi. Merduk'a göre herkesin bir zayıf noktası vardı. Evrendeki denge bunu mümkün kılıyordu. İyi kötü, zayıf güçlü, cesur pısırık, yalancı dürüst evrenin bir dengesi vardı işte!.. Merduk da bu dengeden yararlanmanın yolunu bulmuştu. Biri için anlam ifade etmeyen bilgi diğeri için paha biçilmez olabilirdi.
Sayfa 170 - final yayınlarıKitabı okudu
Gizli yediler için eğlence enid blyton
Peter'ın babası da hemen yanlarında duruyor,konuşulanlardan etkilenmiş görünüyordu. "Evet herkes biribirini yeterince sevdiğine göre artık evimize dönebiliriz sanırım," dedi
Artemis yayınlarıKitabı okudu
"Hayır hatırlıyorum," dedi peter kızarak. "Gizli yediler'in lideri kendi parolasını unutabilir mi hiç? Paralo scamper'ın ismiydi,bu kadar kolay işte!" "Teşekür ederim! " dedi janet sırıtarak. "Beni günlüğe bakma derdinden kurtardın. Güzel bir parola, scamper!"
Artemis yayın evi enid blytonKitabı okudu