K.

İnsan ne ister?
İnsan dünyayı keşfederken ve dünyaya dair merakını dindirirken, aslında kendini keşfeder. İstediğimiz her şeyi elde ettiğimizde değil, hala bir hayalimiz olabildiğinde mutluyuz. İnsan ait olmak ister. Bu aidiyet duygusu yaşadığı yere değildir; hayallerine, beklentilerine, beklediklerinedir... Bir işe yarayabildiğini hissettiğinde mutlu olur, en çok da başka insanların hayatlarına olumlu anlamda dokunabildiğinde. Ne zaman ki vaktimizi sıkıldıkça öldürmeyi değil, yavaşlayıp sakinleşip değerlendirmeyi öğreniriz, işte o zaman huzur gelir. Haz dediğimiz anlık ya da üç beş dakikalık gelip geçici bir duygudur. Mutluluk dediğimiz yaşarken hissetmediğimiz, çoğu zaman geçmişi gözden geçirirken ''aslında o vakitler ne kadar mutluydum'' diye bir anıya, bir ana dair yorum yaparken hissettiğimiz bir duygudur. Ama huzur, insanın buldu mu içindeki sükuneti sağlayan, çehresine bir tebessüm olarak yansıyan, insanın yaşadığı her anı bir zevke dönüştüren bir duygudur. Bu yüzden insan huzurun peşinden gitmelidir, hazzın ya da mutluluğun değil. Nasıl huzurlu olabileceğini keşfedebilirse şayet, mutluluk ve haz da bununla birlikte gelecektir. Herkesin hayatı biriciktir, kişiliği ve hayattan bekledikleri başkadır. Birinin mutluluğu diğerinin hayalidir. Ama şunu unutmamak gerek, sahip olunca mutlu oluruz zannettiğimiz şeyler o gün geldiğinde mutluluk vermeyebilir. Bu yüzden insan az ile yetinmeyi bilirken, daha çoğu için çabalamaya devam etmelidir. Her daim varacağımız yer değil, yolda kalmamızdır bu hayatı yaşanılır kılan. Varacağımız yer eninde sonunda ölümdür. İyiliğimizle toprağın altına gidebilenlerden olalım.
Reklam
Şimdi ağız bozma vaktidir. Bu türden bir eleştiriyi, solcu ya da ateist benden daha farklı görüşleri olan ama kesinlikle benden ayrı ya da kötü görmediğim, sadece farklı gördüğüm insanların ortasında yapmak her ne kadar kalbimi kırıyor olsa da, benim adalet anlayışım keskindir; sağı da aynı keser solu da. Az önce bir arkadaşımız Instagram'da
Eylül Türk

Eylül Türk

@EylulTurk
·
24 October 2023 11:45
"Kahve ilk defa Habeşistanlı çobanlar tarafından bulunmuş ve bir içeçek olarak ilk defa Yemenli dervişler tarafından uyanık tuttuğu keşfedilerek gece Allah'a ibadet etmek için tüketilmeye başlanmıştır. Bu yüzden aslında orjin bir Arap ve derviş içeceğidir. Kahire'den İstanbul'a, oradan İtalya'ya geçerek Avrupa'ya ulaşmıştır. Günümüzde geliştirilen çeşitleriyle Starbucks gibi çok uluslu kapitalist şirketler tarafından ele geçirilmiş ve popüler (yığınsal) bir içecek hâline getirilerek dünyanın parası kazanılmaya başlanmıştır. Bu kapitalist çok uluslu şirketler, Araplardan aldığı, Allah için tüketilmeye başlanmış bu ürünün parasıyla şimdi Müslüman Arap çocuklarının öldürülmesine finansörlük hizmeti vermektedir. Bu dünya böyle lanettir. " Mehmet Rahmi Aktaş
Güncel hali
K.

K.

@Zerdali
·
18 January 2018 15:52
Klasikler Ve Çevirmenler
Not: Bu ileti eserleri orijinalinden ve sonrasında Türkçe çevirilerinden okuyan insanların görüşlerinin derlenmesiyle yazılmıştır. Sonrasında sitedeki okurların katkıları eklenmiştir. Günlerdir çevirmenlerin dünyasına daldım ve haklarında o kadar çok şey okudum ki beynimden dumanlar çıkıyor. Yabancı dilde yazılmış eserlerde en rahatsız olduğum

Reader Follow Recommendations

See All
Yıldız Tilbe
''Herkesin yolu ayrı. Fil, karıncanın yolundan yürüyemez. Balığın yolu ayrı, kuşun yolu ayrı, aynı yolda yürüyen insanların adımları ayrı.'' 22 Nisan 2017
''Ama insan ölümü hatırlamadığı zaman, bir sonsuzluk yanılgısı içerisine düşüyor. Sanki her zaman hatalarını ya da giden zamanı telafi etme şansı olacakmış gibi. Ama ölümü hatırladığın zaman hem kendine hem dünyaya hem de sevdiğin insanlarla olan ilişkine bambaşka bakacaksın ve değerini daha iyi bileceksin.'
Beyhan Budak
Beyhan Budak
Reklam
Çevirinin çevirisi derken, Google translate destekli challenge
Edebiyat haberleri kısmına göz atanlar belki görmüştür, epey tartışma yaratan bir konu oldu, dil bilmeden çeviri yapmak ne kadar doğru diye. Osman Akınhay isimli bir çevirmen, Milan Kundera'nın Fransızca yazılan yaşam öyküsünü, Google translate yardımıyla ilk önce İngilizceye, ondan da Türkçeye çevirmiş ve okurların takdirine sunmuş. Bunu da
Bülent Parlak
"anlatsam yarısında izin alıp gideceğiniz bir hikayedir burası burası dünya bizi nasıl kırdıysa öyle de gönlümüzü almamayı bildiği yerdir" "hayat zamansız bir ölümdür" Dedin ve gittin şair. Değerli
Bülent Parlak
Bülent Parlak
,
İzdiham Dergisi
İzdiham Dergisi
ile tanıdığımız daha nice kitabını okumak isteyeceğimiz, dergide altı çizilecek bir mısrası mutlaka olan, bugün emaneti sahibine veren insan... Genç yaşta bu yalan dünyayı terk etti. Çünkü "hepimiz ölecek yaştayız." İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.
254 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.