Jung ile tanışmam bölümüme başlamamla gerçekleşmişti. Jung’un ortak bilinç ve arketip adında iki olguyu psikolojiye kazandırdığını biliyordum ve merak ettiğim için aldım.
Fakat kitap bana ağır geldi, okudum fakat ne anladım tam emin değilim. Kitapta en çok dikkatimi çeken anima, animus , anne kompleksi ve arketipi üzerinde durduğu metinlerdi.
İkinci bölümde ise bazı dinlerde de yer alan “yeniden doğuş” kavramını ele almış. Tahmin ettiğinizden çok biçime sahip olduğunu görebilirsiniz eğer okursanız. Dönüşüm sürecini açıklayan simge dizisi örneğinde ise İslam mistisizmden Hızır’ı vermiştir.
Üçüncü bölümde ise ,masallardan yola çıkarak insan ve ruh fenomenolojisi üzerinde durmuştu ve bu bölümde genelde “yaşlı adam” arketipinden bahsetmiş. Günlük hayatta hepimizin rüyalarında gördüğü yaşlı adamı psikolojik bir bakış açısıyla incelemiş ve bilinçdışı tarafından değerlendirmiş.
Kitabın en sonundaki bölümde ise, “Hilebaz” figürünün üzerinde durmuş. Şahsen bu figürün onun için bu kadar şey ifade ettiğini yazının uzunluğundan ve verdiği örneklerden anladığımı söyleyebilirim.
Uzun lafın kısası, kitabı özümsemek isteyenlere tavsiyem Jung’un felsefesini, mitolojisini ve psikolojisini derinden anlamak isteyenlere birebir kaynaktır fakat kitabın kısalığından dolayı derin bilgi verilemediği için ,okumadan önce Jung’un iyice araştırılması gerektiğini düşünenlerdenim.
Klasik psikanalizin uzantısı ve günümüzdeki temsilcisi olan ego psikolojisi başta Freud’un kızı Anna olmak üzere; Erik Erikson, Heinz Hartmann, Edith Jacobson ve David Rapaport akımın önde gelenlerindendir. Anna’nın ilgisini bir hayli çeken baskı mekanizması odağından doğan dokuz ayrı savunma mekanizması oluşmuştur. Dokuz savunma mekanizmasına ek