Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Dostoyevski bizlere hep olduğu üzere tüm duygularımızı beraberinde yaşatıyor. Ben yazarın üslubuna çok dikkat ederim, ki kendileri gayet ince ve akıcı bir dille aktarmış.
Sizlere tavsiyem mutlaka okumanız gereken kitaplardan bir tanesi olmalıdır. Bazen yine böylesi yaşamları ele alan yazarlar görüyoruz elbette. Dostoyevski ise muhteşem anlatımı ile adeta bizi oradaymış gibi hissettiriyor. ( sizlerin de etkileneceğinizi düşünüyorum.)
Makar Alekseyeviç ve Varvara Alekseyevna'nın çektikleri zorluklara, yoksulluk ile mücadele vermelerine hayran kaldım doğrusu. ( Bu söylemime romanda olan iyi kalpli, yoksulluk yaşayan diğer bahsi geçen karakterler de dahil.)
İnsancıklar olarak bu roman bize çoğu yerde ders niteliğinde oluyor. Mesela hayat şartları bahsedilen zamanda ne kadar güç, insancıklar ellerindekilerle yetinebilmeye çalışıyor.
Romanda sonlara geldiğim zaman ise Varvaracığımın vefasızlığı beni hayli şaşırttı. İnsan nasıl olurda onu her koşulda sevecek olan dostuna bunları yaşatırdı?
Biricik dostuna sadık, sevgi dolu ve yardımsever davranıyor olması mutluluk veriyordu bana.
Belki bu söylemlerimi Makar Alekseyeviç Beyefendi işitseydi 'lütfen efendim her ne olursa olsun o benim ebediyen sadık dostumdur, ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duysun' diye sitem ederdi :))
Sizlere keyifli okumalar dilerimm...
- Hayatta en uygun vakit içinde bulunduğun vakittir. Çünkü ancak o zaman elimizden bir şey gelebilir. Dün, elimizden uçup gitti. Yarın denen vakit gelir mi? Bilemeyiz!