...
Kenan'ın içine gömülen bu kor parçası orada ağır ağır sönerek bir avuç kül bırakıyor geride.
Kenan "Madem sevdiğimi alamadım, bundan geri bana evlenmek haram" diye, sanki kılıç atlayıp yemin ediyor. Kapatıyor kapılarını.
...
Bir süre sonra da zaten ne kapı kalıyor ne baca. Yine de Kenan her bahar çiçeklenmiş bir badem ağacı gördüğünde, yolda iken aynı dala tünemiş iki üveyiğe rastladığında, bazen arabayı durdurup, yolcuların homurdanarak "yine ne gördü de durdu bu deli" demelerine aldırmayarak bunlara bir süre dalıp gider.
Kalbindeki o bir avuç küle üfürür.
Ne bir ışık belirir, ne bir kıvılcım çakar.
Havaya savrulan küller ağır ağır yerine iner, yine öyle yığılıp kalır.
Hani bazı dinlerde ölülerin cesetlerini yakıyorlar, küllerini saklıyorlar.
Onun gibi bir şey.