Okuduğum, unutamayacağım kitaplar arasına giren bir eser 'Gün Olur Asra Bedel'. Gerçekten de bir gün gelir ve o gün sizin için asra değer olur. Tüm hatıralar, hüzünler, sevinçler zihninizde canlanır. Bu kitap ne mi öğretti? Dostluk, samimiyet ve kararlılık. Bunların hepsi başkahramanımız Yedigey'in sahip oldukları. Tabiki Yedigey'in dostu Kazangap'tan bahsetmezsem olmaz zira o öyle biri ki romanımızın kilit noktası diyebiliriz. Kazangap ve Yedigey'in dostluğunu anlatamam belki ama eminim okuyan herkes ne kadar değerli olduğunu anlamıştır. Tabi bahsetmeden geçemeyeceğim Sarı-Özek bozkırımız. Tüm olayların geçtiği uçsuz bucaksız , sessiz Sarı-Özek bozkırı ve onun içinde bulunan küçük Boranlı istasyonumuz :) Boranlı önemli çünkü hikayemiz burada başlar. Küçük deyişime aldırmamak lazım.:) Öyle bir istasyon ki umudunu yitiren için yeni bir başlangıç ama aynı zamanda bazıları için hüznün başlangıcı olacak o küçük istasyon. Geldik Nayman Ana ve Boranlılar için çok değerli olan Ana -Beyit mezarlığına. Nayman Ana kim mi ? Mankurtlaştırılmış oğlu için umudunu yitirmeden onu bulmak için yola koyulan bir ana. Asırlarca yaşayan bir hikaye olup çıkar Nayman Ana mız. Bu mezarlığın ismi de buradan gelir. Son cümlemi kitabı okumuş olan herkesin hatırlayacağı bir kesitten yazacağım. :) "Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir..gider gelirdi...Bu yerlerde her iki yanında, ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı-Özek uzar giderdi..."