İnsan gitmeyi bilmeli demiş şair. Bir de gidemeyen var kendinden. Gecenin bir karanlığında bir yudum şarapla arar gitmenin yolunu. Sonrası yine sessizlik. Hangi şarap derman olmuş ki hangi bir derde.
Uzun yolcuklar yaptım. Önce bir enkaz kaldırdı annemin bakmaya kıyamadığı kalbim. Sonra onarmaya başladı babamın kıyamadığı bedenim.
Şimdi bir cam kenarında seyrediyor geçmişi, artık o bir anne ve baba. Zamanla öğrenecek bununla baş etmeyi. İyi olan herşey gibi kötü olanlarda geçip gitmedi mi?