Ölü odasında ne yeryüzünün ne cehennemin bozamayacağı bir huzur bulurum; ölüm sonrası sonsuz, gölgesiz bir yaşam olduğu kanısı kesinleşir içimde; ölenlerin önünde artık sonsuzluk vardır. Orada yaşam sonsuz, sevgi sonsuz, zevk de neşe de sonsuzdur.
Sanırım gözlerim kapandığında uçsuz bucaksız bir aydınlık ve ruhumun içinde yuvarlanacağı ışık dolu dipsiz bir uçurum göreceğim. Sanki kendi özünden kaynaklanan ışıltılar yayan gökyüzünde karanlık lekeler halinde belirecek yıldızlar, yaşayanların gözüne siyah kadifenin üzerindeki altın pulları gibi görünürken benim için altın çarşafın üzerindeki siyah noktalara dönüşecekler.