Rus bahadırı, savaş alanında; "sağ kalan varsa çıksın karşıma!" diye bağırmış bir zamanlar. Bahadır değilim, ama ben de haykırıyorum. Ancak, sesimi kimseler işitmiyor.
Bana ne şimdi sizin yasalarınızdan? Sizin alışkanlıklarınızdan, gelenek ve göreneklerinizden, din ve devletinizden bana ne? Beni sizin yargıcınız yargılasın, beni mahkemeye götürsünler, açık mahkemenizde, hiçbirinizi tanımadığımı söyleyeceğim.
"Evet, herkes gibi benim de yaşamımı kazanmaya, rehinci dükkanı açmaya hakkım vardır. Çünkü siz insanlar beni aranızdan kovdunuz, sessiz bir nefretle karşıladınız. Benim aranıza katılmak için gösterdiğim tutkulu atılışa; unutamayacağım bir yanıt verdiniz. Öyleyse şimdi ben de sizden bir duvarla ayrılmaya, bu 30 rubleyi biriktirip; Kırım'da ya da Güney kıyılarında, dağlarda, bağlarda, 30 rubleye alacağım kendi çiftliğimde oturmaya, en önemlisi de hepinizden uzak, kimseye kin duymadan, kendimce bir ülkeye inanıp, sevdiğim bir kadınla, ulu tanrı bağışlarsa kendi ailemle, çevremdeki insanlara yardım ederek yaşamaya bal gibi hakkım vardır."