"Her şey an, an nûr içinde, sonra daimî karanlık... İşte geldi, işte gidiyor... İnsan ömrü, kâinatın hayatı nur içinde bir an görünüp sönen hayal... Bir gölge oyunu," dedi.
"Bir anda hayatın dertlerini önemsiz, felaketlerini zararsız, kısalığını boş kılmış, aşkla aynı yöntemi izleyerek, benliğimi değerli bir özle doldurmuştu; daha doğrusu, bu öz benliğimde değil, benliğimin ta kendisiydi. "
Bu yaşamın en basit ve temel bileşenidir: mücadelemiz başarımızı belirler. Sorunlarımız mutluluğumuzu ve yanı sıra biraz daha iyi, biraz daha üst seviyede sorunları doğurur.
Zayıflıklar ya da hayal kırıklıklarına karşın, devam etmeye kalktığımızda da diğerlerinin rüzgar ve dalgalardan yardım almalarına rağmen bizden daha geride olduklarını görürüz. Bir yarışta onlarla başa baş olmaktan ya da onları geçmekten daha güzel bir his yoktur.
"Batılılar gururlanırken, dünyanın büyük çoğunluğu utanç içerisinde yaşıyor. Oysa hayatımızdaki utanç verici şeyler bir müzede sergilenirlerse, hemen gururlanılacak şeylere dönüşürler."
Ama sağlam insan, nasıl cenneti de verseler
Dinlemezse aşağılık cümbüşlerin çağrısını,
Çürük insan, meleklerle sarmaş dolaş da olsa
Bıkar göklerdeki yatağından,
Can atar iğrenç pisliklere...