Zişan

Zişan
@Ziga
Yazık. Yazık ki yazgımın boyası koyu.
Türkçe Öğretmeni
28 March
766 reader point
Joined on February 2021
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Şşşş, `Yalnızca Kadınlar Arasında`
Yaşam akıp giderken herkes mutluluğun, huzurun anahtarını aramakla meşguldür. Oysa yaşam akmadan yaşama akmalıyız anahtarı bulmuşçasına... Torino'da yaşam akıp gitmektedir tüm yaşamlar gibi ve kadınlar görmekteyiz, mutsuz ama farkında, mutlu ama farkında değil. Bu kadınlar için mutluluk kimisi için erkek, kimisi için para, kimisi için sanat kimisi içinse eşcinselliktir. Hepsinin yaşamdan beklediği ve yaşama verdiği farklıdır ama hepsi kendince insanı, kadını ve erkeği bir nebze olsa çözümlemiştir. Çözümledikleri bireyler, olaylar, durumlar da hayatlarına yön vermiştir. Kimi çok umursamaz görünür kimi intihara yeltenir. Hiçbirinin hayatında doğru düzgün duygusal bir ilişki yoktur. Fakat konu aşka ve çocuklara geldi mi hepsi birer filozofa dönüşür. Diğer canlılar gibi kendi varoluşlarını, yaşamı; aşkı, nefreti, ölümü deneyimleyerek elde etmeye çalışırlar. Üzülürler, kırılırlar, sevinirler, üretirler, değiştirirler, ölürler... Cesare Pavese'den okuduğum ilk kitap fakat son kitap olmayacaktır. :))
Yalnız Kadınlar Arasında
Yalnız Kadınlar ArasındaCesare Pavese · Can Yayınları · 20181,592 okunma
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Zişan, sizi unutmayacaktır!
Yazar, önce doğayla, coğrafyayla tanıştırıyor bizi. Biliyor ki insanı tanımamıza, çözmemize, anlamamıza coğrafyanın büyük bir katkısı var. İnsan elinin verimleştirmeye çalıştığı bozkır topraklar, yaşamlarının bir parçası olan Don nehri, hasat zamanları; atlar, büyüleyici ve bir o kadar gerçekçi bir şekilde tasvir ediliyor ve bu saydıklarımın
Durgun Don - Cilt 1
Durgun Don - Cilt 1Mihail Şolohov · Yordam Edebiyat · 20181,368 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
"Bir Balığı, Ağaca Tırmanma Yeteneğine Göre Yargılamayın"
•Hayatınızı büyük ölçüde etkileyen ve hatta hayatınıza yön veren bir farklılığı fark ettiniz mi kendinizde? •Peki bunu kimselere söyleyebildiniz mi? Yukarıdaki sorular, pek de mantıklı değiller gibi :) Neden mi? Çünkü farklılık dediğimiz şey aslında bizim tabiatımızda var olandır. Bizim olandır ve bizi biz yapandır. Bunlar neler
Harflerin Dansı
Harflerin DansıLynda Mullaly Hunt · Epsilon Yayınevi · 2019126 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
94 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 22 hours
'Uzaktan Hoş Gelen Yakından Boş Gelebilir'
Hayatta hepimiz bir şeylere ya da birilerine özeniriz. Bu çok olağan bir durumdur insanoğlu için. Fakat çoğu zaman uzaktan hoş gelen yakından boş gelebilir. İnsan, sevdiğinde yanılır, sevmediğinde yanılır, aklı karışır, gözü döner. Yukarıda saydığım bu durumların hepsini bulabileceğiniz bir kitap 'Martı'. Ünlü bir aktris, başarılı bir yazar, karşılıksız aşkın içinde debelenip duran 'Maşa' ve gençliğin verdiği tutku ve ihtirasın peşinden savrulan 'Nina' gibi birçok kişi ve bu kişilerin yaşam biçimlerini, değerlerini, psikolojilerini ve bu olguların hayatlarına etkilerini göreceksiniz... Kendi içlerinde verdikleri savaş ve dışa vurduklarıyla başları belaya giren bu karakterler hayatın her kesiminden seçilip bir araya getirilmiştir. Kitabı başarılı ve okunur kılan da bu fikrimce. Yazar değil, aktris değil ya da önemli bir statü de bulunan kişinin evladı değil de; insan önce kişiliği bakımından tanınmalı ve bu doğrultuda bir muameleye tâbi tutulmalıdır. Ancak o zaman şartlar herkes için daha kolay olur; yaşam da daha çekici hale gelir... İyi okumalar :)
Martı
MartıAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 201620.2k okunma
210 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Adına 'Yaşamak' Dediğiniz Uğraş Ne?
Adına 'yaşamak' dediğimiz bu uğraşı anlaşılır ve çekilir kılabilmek için önce insan denen varlığı tanımak gerekir. Çünkü insan olmanın tüm getirileri yaşamak denen olguyu meydana getirir. İnsan, nasıl farklı duyguları, düşünceleri, bakış açılarını, felsefeleri kendi benliğiyle bütünleştirip var ediyorsa yaşam da kendisiyle beraber; hüznü, ayrılığı, acıyı, sevinci, aşkı hatta ölümü bile var etmektedir. 'Yaşamak' denilince hepimizin boğazında bir şeyler düğümlenir. Yaşamak çoğu zaman zor bir eylemdir. Bunun sebebi ise zıtlıklardan habersiz olmamızdan kaynaklanmaktadır. Her şeyin tek bir yönünü görür ve tek bir anlam çıkarırız. Çoğu zaman iyi çoğu zaman da kötü anlamlar... Tüm olgu ve olayların derinine inmez ve onu tümüyle benimsemeyiz. Bu sefer de yaşamı basite indirgemiş olur ve onu tek bir kalıpta yorumlarız. Kısacası 'yaşama' bir pencereden değil farklı birkaç pencereden bakmamız ve bir değil birden fazla duygu ve düşünceyle yola devam etmemiz gerekir. Ölümü de bir son değil yaşamak eyleminin yenilenmiş, dönüştürülmüş bir parçası olarak görmeliyiz... Kahramanımız Fugui, geç de olsa yaşamı kavramış, tüm yılgınlık ve acılara rağmen "Ama ben hâlâ yaşıyorum" diyebilmiş.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633.1k okunma
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Toplumun Ayıbı ve Yoksun Utancı.
Toplumun geçmişten gelen hatta birçok kültürde, zihniyette hâlâ devam eden kokuşmuş düşünceleri vardır. Bu düşüncelerin ve eyleme dönüş sürecinin kurbanları ve celllatları bulunur. Bu tür durumların bir sürü sebebi vardır; insan psikolojisinin yanlış yönlendirilmesi, toplumunun tarihinin, kabul edilmiş gerçekliğinin meydana getirdiği eğitim... Bunlarla baş etmek her zaman zor olmuştur. İnsanlar bunu normalleştirmeyi, benimsemeyi karşı gelmekten daha basit ve daha yararlarına olacağını düşündüğü için bu tür düşünceler ve sapkınlıklar toplumu da düşünceleri ve algıları da yozlaştırmıştır. Bu coğrafyalarda "Kadın Olmak" diye bir tabir hatta bir tavır çıkmıştır ortaya. Neden? Çünkü kadını insan olandan, normal olandan, gerçek olandan uzaklaştırmaya çalıştırmış, gözünü korkutmaya, zorbalık etmeye alıştırmış kendini... Bu romanda da kadını kurban edilmiş ve bir nesneden farklı kılınmamış olduğunu göreceğiz ne yazık ki! Bu da toplumun ne kadar bilinçsiz, bayağılaşmış hatta yozlaşmış olduğunun göstergesidir. Melek, kurban Yalçın ise utanç kalabalığının içinde doğru olanı anlamış ve buna kendince çare arayan kişi...
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,824 okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Nurullah Ataç Okunmalı!
Bana göre her kitap, kendisine hak ettiği değeri verecek zamanda bulur okurunu. Nurullah Ataç, eleştirdiklerini, görüşlerini, benimsediklerini hatta sevmediklerini tüm samimiyetiyle dile getirmiş bu kitapta. Tabii buyurgan bir tavırla değil... Ülkenin okuma durumunu, sanatını, aydınını, şairini, şiirini değişik yönlerle hatta öznel yargılarla anlatmaya çalışmış. Kitap, içi dolu ve zengin sohbetler havasında ilerliyor, okuru içine çekiyor ve düşündürüyor "Sanırım Ataç bu konuda haklı" gibi düşündürmeler. Yazar kendi içindeki çelişkilere de sebepler ve sonuçlar bulmaya çalışıyor. Bize de çelişkilerimizi hatırlatıyor. "Hepimiz iki büyük korkunun, ölüm korkusu ile yalnızlık korkusunun zincirlerine vurulmuş değil miyiz?"
Gene Yalnızlık
Gene YalnızlıkNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2022705 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
İnsanın hayatında bazı anlar vardır; her şeyin bilinçsizce ya da içgüdüsel olarak geliştiği tuhaf anlar. Bu tuhaf anlar insanoğlunun karmaşık ve bağıntılı yapısının bir sonucu olarak gelişir. Kitaptaki kahramanımız da hayatında 24 saat yer edinen ve tüm benliğini ele geçiren bir durumla karşı karşıya gelir. İşte o an iradesi, yaşantısı, statüsü, değerleri ona sırt çevirir ve onu yalnız bırakır; geriye psikolojisinin tüm ilkel yönü ve duyduğu korku kalır... Tüm herkesin "Evet benim de böyle tuhaf bir anım var." diyebileceği bir kitap. İnsanı iyi çözümlemiş ve iyi anlatan bir yazar olan Stefan Zweg'in değerli bir kitabı, mutlaka okunmalı.
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Bir Kadının Hayatından 24 SaatStefan Zweig · Anonim Yayıncılık · 2020126.6k okunma
284 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
"İnsan Doğasının Portresi"
Mark Twain'in insan üzerindeki düşüncelerini felsefesini 'İnsan Nedir' kitabında da okuyup bir çok görüşüne hayranlık duymuş ve onaylamıştım. Bu eserinde ise ilk insanlar olarak bilinen Âdem İle Havva'nın yaşantılarından, keşiflerinden, nesnelere isim vermelerinden başlayıp kendi tabiatlarını keşfetmelerine kadar ki süreci anlatmaktadır. Tabii bu süreç kurgusal ve sıradanmış gibi anlatılır. Kitap: Âdem'in Güncesi, Havva'nın Güncesi, şeytanın mektupları gibi bölümlerden oluşur. İnsan tarihinin, insan mizacının, doğal kanunun,Tanrı'nın dünyayı yaratılışını konu edinmektedir, sert ve çarpıcı varsayımlar öne sürmektedir. Mark Twain bu kitabında en çok 'Tanrı' kavramını sorgulamaktadır. "İnsan bir deneyimdir, diğer insanlar da başka birer deneyim. Zaman , onların yaratılmış olmaya değip değmediğini gösterecek. Şölen artık bitti, gidebilirsiniz efendiler." "Hayır. Hiçbir yaratık doğasının kanununa karşı gelemez... Tanrı Kanunu'na."
Adem ile Havva’nın Güncesi
Adem ile Havva’nın GüncesiMark Twain · İthaki Yayınları · 20214,089 okunma
104 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Ya yoksulluk içimizdeyse?
Okuduğum üçüncü Mustafa Kutlu kitabı olan 'Yoksulluk İçimizde' kitabı adından da anlaşılacağı üzere insanın içinin, ruhunun yoksulluğuna dikkat çekmektedir. Kitabın kahramanları olan Engin ve Süheyla, dış dünyalarının kalabalığından, bayağılığından sıkılıp içlerindeki yoksulluğa çare aramaya başlarlar. Bu yoksulluk onların içinde olduğu gibi kurtuluş da onların içindedir. Kimi yoksulluğunun sebebini bulup ona yönelirken diğeri de onu bulmak için epeyce bir bocalayacaktır. Hz. Peygamber döneminde yaşamış olan Ebu Talha ve Rumeysa'nın yaşadıklarına da atıf yapılmıştır. Üslup olarak da monologlara ve güçlü betimlemelere yer verilmiştir. Dili muhteşem.
Yoksulluk İçimizde
Yoksulluk İçimizdeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202110.7k okunma
Reklam
196 syf.
·
Not rated
·
Read in 1 hours
Günümüz toplumları için iki önemli kavram:Vicdan, demokrasi.
Livaneli'nin değimiyle kendisinin yazmış olduğu en politik roman olan Son Ada romanı; aydınlıkla başlayıp karanlığa gömülen, iyiyi temsil ederken kötülüğe dönüşebilen tüm insani olgu ve olaylar gibi ütopyanın bir distopyaya dönüşmesini anlatmaktadır(tabi insanı olayın içinde var eden ve empati kurmayı güçleştiren bir dil ile anlatılmaktadır) Yeryüzünde adeta bir cennet olan bu ada kendisini önemli bir statüde gören bir şahsiyetin adaya yerleşmesiyle cennet olmaktan çıkıp dünyevi çıkarların, anlaşmazlıkların baş gösterdiği bir cehenneme dönüşür. İşte bu cehenneme dönüşme esnasında bizlere de demokrasi, anarşi,başkaldırı otorite, yasa, kural gibi kavramları tekrar hatırlatıp mukayese etmemize olanak sağlayacaktır. "Evet ülke yönetmeyi siyasi, etnik ve dini grupları birbirine düşürmek olarak anlayan bir kafası vardı. Bunu yüksek siyaset olarak görüyordu."
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351.2k okunma