Ölmüş olduğunu ve Tanrı'nın kendisini affettiğini düşündü. Kendini öbür tarafta, görünüşte tıpkı bizimkine benzeyen ama güzel şeylerin tamamen bizim arzularımız doğrultusunda olup bittiği ve bunlar olduktan sonra da insanın bir iç ferahlığı, ama buradaki gibi en güzel şeyleri bile mahvedecek, bir şeylerin her zaman mevcut olduğu kuşkusuyla dolu bir iç ferahlığı değil, bambaşka bir rahatlık duyduğu bir dünyada zannetti.