Foucault, akıl hastahanesi ve hapishane gibi modern kapatma kurumlarının bir işlevinin de işsiz, çalışmak istemeyen ya da aylak kesimin baş kaldirmalarina karşı önlemler almak olduğunu savunur. Bu kurumlara kapatılanların disipline edici cezalandırma yöntemlerinden geçtikten sonra kapitalist sistem için ucuz ve kolayca denetlenebilir bir işgücü oluşturmaya başladığını söyler.
"Büyük Kapatma"da olup "Aylaklık hakki" elinden alınarak kapitalist çarklara teslim edilen bireyin baskaldirisinin mikro düzeyde en güzel anlatılarından biri kuşkusuz Kafka'nin "Dönüşüm"üdür. Hikâye herkesin bildiği üzere bir böceğe dönüşen Gregor Samsa'nin dışlanışını, yalnızlığını ve nihayetinde ölümünü anlatır. Ama gregor samsa uykudayken yada bir rüyanın içindeyken değil "korkulu düşlerinden uyandıktan sonra" bir böceğe dönüşür. Yani aylaklık hakkını savunmaya başladığı anda.. .
Bence ana akımdan ayrılmak isteyen/deneyen/başaran her insan hayatinda kendini en az bir kere bile olsa, gregor samsa gibi hissettiği bir an olmuştur.
(Kitabı Foucault'nun deliliğin tarihi isimli kitabından sonra okumak daha iyi gibi)