Zeynep.

Müeyyet’i bilirsiniz. Bunun hali benim için hakikaten önemli bir ibret dersi olmuştur. Bir yıl geçti; onu gelin götürdüğümüz gün koltuk merasiminden sonra tüm arkadaşları ve akrabaları yanına sokulup âdet olduğu üzere, “ Nasıl, beğendin mi?” diye soruyorlardı. Müeyyet ciddi bir tavırla “Beğenmek mi? Daha tanımıyorum ki nasıl beğeneyim!” diyordu. Bu söz üzerine teyzesi yanına daha çok yaklaşarak “A kız sevmedin mi?” diye soruyordu. Müeyyet “Sevmek mi? Sevilip sevilmeyecek bir adam olduğunu öğrenmeden bunu nasıl bilebilirim?” dedi. Bunları soranlar, kızcağızın bu haklı sözlerini anlayacak insanlar değildi. teyzesi ile halası “Eyvah soyumuzdan sopumuzdan görmediğimiz şeyi başımıza getireceksin. Arslan gibi, elmas gibi delikanlı. Sevilmeyecek neresi var?” diye mosmor kesildiler. Müeyyet “ bu benim işim değildir, kendisini bana sevdirmek onun işidir,” dedi.
Reklam
Bu türlü sevgi iftihar sebebi olur.