Cansever

Kendine dönmek üzerine ;
Vicdan muhasebesi neden sadece iyi insanların yükü? Yük diyorum çünkü bazen kendi içimizde o kadar çok sorgularız, hak terazisinde o kadar tartarız ki kendimizi içi taş dolu bir çuval misali belimizi büker bu hesaplaşma. Yük diyorum çünkü şöyle bir başımızı kaldırıp insanlara baktığımızda bencillikleri gözlerimizi kamaştırır; bu kadar kendini
Reklam
Günaydıııııın✨
Bir de ölmek var diye düşünen kişi, bazı yalnızlıkları yaşamamıştır…

Reader Follow Recommendations

See All
Aşk…kendinde beyhude yere aradığını “öteki”nde bulduracak kadar diri bir yanılsama kimde vardır ki?
Tevazuyu güçsüzlük sanmanız ne kadar ahmakça
Reklam
“Umutsuzluk manevi bir intihardır”
“Diliyle insanları kıranları, ibadetleri temizlemez.” Tolstoy
Köylüleri öldürmeli mi veyahut onlardan mı olmalı ?
Şükrü Erbaş’ın “Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?”diye bir şiiri var bilen bilir. Üzerinde çokça düşündürten, okudukça değil tecrübe ettikçe anlam kazanan bir şiirdir. Yıllar önce üniversitede arkadaşlarla bir masa etrafında toplandığımızda biri ortaya atmıştı bu şiiri. Bende de oldukça fazla ilgi uyandırmıştı. Ama ilk başta anlamadım şairi de şiiri de, anlayamamışım yani… şimdi şimdi kavrıyorum bunu da. Şaire oldukça serzenişte bulunduğumu hatırlıyorum hatta; “insan bu kadar da aşağılanmaz ki, köylü dediğin gariban, sabahtan akşama ekmeğinin peşinde dünyadan bir haber bir parça insan bunca yüklenecek ne var” demiştim. Meğer bildiğimiz anlamda köylüye sövmek değilmiş amaç. Şiirde geçen “köylü” bir düşünce biçiminin temsili. Bildiğimiz metafor yani. Çok yerinde tespitler barındırıyor şiir; okumalı ve okutmalı. Köylü kafalı insanlar gerçek maalesef ve her yerdeler. Tek düşünceleri komşusunun kaç ineği var, hangi tarlaya kim ne ekti, sütçüye en çok sütü kim sattı… Medet umdukları tek şey mavi gökten toprağa fazladan akacak birkaç damla yağmur… Çocuklarının halinden, eşlerinin ahvalinden bir haberdirler. Dünya döner durur da bir gram oynamaz akılları yerinden. Güya hal hatır sorduktan sonra tek konuştukları hayvanlardır bir de komşusu… Demem o ki köylülerden olmayalım. Bu ne bize ne insanlığa bir şey katmaz. O zaman yıllarca yerinde sayan bir taştan, yol kenarında biten bir ottan farkımız kalmaz. Ne diyordu şair; “Bu dünyada yediğimiz ekmekler içtiğimiz sular dizlerimizdeki bu güç derimizdeki tad karşı koymak içindir kaçmak için değil...”
“Ayrılıkla ölümü tartmışlar, ayrılık elli dirhem daha fazla gelmiş” derlerdi büyüklerimiz. Tecrübe ederek anlamak varmış nasibimde. Bitmeyen, yarım kalan hikayeler bazı geceler yüreğimizi yerinden sökecekmiş hissi veriyor…
Yaşamak savaşmaktır.
Reklam
Daha iki sene önce 24 demeye dilim varmıyor derken bugün 26. yaşım için mum üflüyorum. 25 yaşım unutulmaz ve beni her anlamda dönüştüren bir yaş oldu. Küçükken büyüklerimizin tecrübe tecrübe diye tutturduğu bizim de dudak büktüğümüz şeyin gerçekte hem ne kadar acı hem de ne kadar insanı güçlü kılan bir şey olduğunu bu yaşım öğretti bana. Çok insan kaybettiğim ama kayıplarımın bana insanların ve durumların onlarca yüzü olabileceğini gösterdiği bir sene oldu. Bütün insanlığa kucak açmaya can atan birinden hayatına bir insan dahi almaya imtina eden birine dönüştüm. Çok üzüldüğüm, hayatın bizi dönüştürdüğü insan olmak zorunda kaldığım için isyan ettiğim bir yaştı. Ama tüm bunların içinden çok daha güçlü çıktığım için kendimi şanslı sayıyorum. Unutulmazdın 25. Ve 26… Yine daha iyi bir insan olmak için çaba harcayacağım bir yaş olacaksın. Hayatın bizi dönüştürdüğü insan olmaktan kaçamayız belki ama kendimizden ne kadar az şey kaybedersek o kadar iyi. Tüm çabam bunun için olacak.
Bitmiyor işte. Tam yoluma bakıyorum, ardıma bakıp durmaktan vazgeçiyorum… Bir şarkıya denk geliyorum her şey baştan başlıyor. Bir şarkı çalıyor biz söz geçiyor ben yine sana dönüyorum…
Her birimiz ardımızda bir dost ve düşmanlar mezarlığı sürükleriz.
Karanlıklar ülkesindeyim ışıklarım hep sende kalmış
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.